İnsan yaratılış itibarı ile sahip olduğu kimi özellikler vardır.

İnsanın yaşayabilmesi, yaşama tutunabilmesi için bu özellikler gereklidir.

Örneğin; korku, sevgi, endişe, nefret, öfke gibi haller insanın mayasında vardır.

Bu haller insanın düşünmesini etkiler, duruşunu belirler, eylemlerine yön verir.

İnsan korktuğunda başka bir ruh hali ve eylemle, cesaretlendiğinde farklı bir duruş ve davranışla hareket eder.

İnsan sevdiğinde farklıdır, nefret ettiğinde farklıdır.

İnsan korktu mu ya da endişelendi mi sağlıklı düşünemez.

Korku insan davranışlarına yön veren başat yaşamsal içgüdülerdendir.

Yalnızca insanlarda değil, hayvanlarda da olan bir özelliktir.

İnsanları ve hayvanları tehlikeye karşı koruyan bu korku içgüdüsüdür.

Yaşamını tehlikede gören insan da, hayvan da korkar ve hayatta kalabilmek için kaçar.

Bu güdü insanda hayvanlardan farklı olarak tedbir almaya sevk eder.

İnsan tedbir alabilen bir varlıktır; hayvanlar tedbir alamazlar.

Tedbir aklın işidir.

Akıl da hayvanlarda değil, insanlarda vardır.

İnsan korktuğundan sevdiğine kaçar.

Akıl tedbir üretir; insanı tehlikelerle karşı karşıya getirmemesi için önlemler ortaya kor.

İçerisinden geçtiğimiz şu sancılı günlerde insanlar ekseriyetle korku ile hareket ediyor.

Korku aynı zamanda bir zaaftır.

Korku ile hareket edenler çoğunlukla yanlış yapmaya meyyaldirler.

Korkularınızı bilenler sizi o zaaflarınızdan yakalarlar.

Aklın insana oynadığı oyunlar da vardır; bir şeyi olduğundan fazla büyütmek gibi.

Korkunun dozu kaçtı mı, vücudu zehirler ve insan sağlıklı düşünemez.

İnsana artık aklı değil, güdüleri yön verir.

Olmayan bir şeyi varmış gibi vehmedip korku üretmek, ya da olan bir şeyi gözünde çok fazla büyütüp korkuya bürünmek böyle bir şey.

İnsan bir defa ölür; ölümden korkan ölüm her aklına geldiğinde bin ölür.

İnsana aç kalmaktan daha çok açlık korkusu ağır gelir.

Çok güçlü bir görünüm arz eden insanların korkularına hiç tanıklık ettiniz mi?

Kibirli görünümü, gururlu tavırları olan insanların korktuğunda nasıl da ayaklarının birbirne dolaştığını, göz bebeklerinin büyüdüğünü gördünüz mü?

Çok güçlü sandığınız birinin çakan şimşekler karşısında kulağını tıkamasına şaşırırsınız.

Burnundan kıl aldırmayan kibirli birinin bir hastalığın başına gelme korkusundan dolayı pustuğuna hayret edersiniz.

Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan gurur abidesi şahsın ölüm karşısında ayaklarının birbirine nasıl da dolandığına, dilinin sürçtüğüne ve gözlerinin korku ile dolduğuna inanamazsınız.

Unutmayalım; korkunun ecele faydası yoktur.