Kendi kirli emelleri doğrultusunda Türkiye’yi yeniden dizayn etmek isteyen derin odaklar doksanlı yılların başında sosyolojik fay hatlarını tetikleyecek suikastlar, katliamlar ve sabotajlara imza attılar.

2 Temmuz 1993 yılında bu akıl Sivas’ta iş başındaydı. Peygamber Efendimize hakaret ve iftiralar içeren Salman Rüşdi’nin “Şeytan Ayetleri” kitabını Türkçe’ye çeviren Aziz Nesin’in Pir Sultan Abdal Şenliklerinde yaptığı provokatif konuşmalar kitlelerin sokağa dökülmesine sebep oldu.

Gelin o anları Devlet Denetleme Kurulu’nun 2014 yılında hazırladığı Madımak Olayı Raporu’ndan okuyalım.

Bu protestoların olacağı bilinmesine rağmen yeterli güvenlik önlemleri alınmamıştır. Protestoların şiddetlenmesine ve kalabalığın Madımak Oteli önünde toplanmasına izin verilmiştir.

870 civarında polis ve askerden oluşan güvenlik görevlisi kalabalıkları dağıtmaya veya otelde kalanların tahliyesine yönelik herhangi bir faaliyette kullanılmamış, nihayetinde otelin yakılmasına kadar gidecek bir ortam yaratılmıştır.

Dumandan etkilenenlere yönelik olay yerinde acil müdahalede bulunulamamıştır.

Otopsi işlemleri dönemin mevzuatı ve bilimsel standartlarına uygun olarak yapılmamıştır. Delil toplama hükümlerine uyulmamış, delillerin toplanmasında ve muhafazasında yeterli ve gerekli özen gösterilmemiştir.

37 kişinin ölümüyle sonuçlanan ağır ihmaller zincirinde; ilin emniyet, asayiş ve genel yönetiminden sorumlu tek bir kamu görevlisi bile herhangi bir adli takibata maruz kalmadığı gibi en hafif bir disiplin cezası bile almamıştır.

Ez cümle Aziz Nesin’le kıvılcım çakılmış, öfkeli kalabalığın yangına dönüşerek Madımak Oteli’ni içindekilerle kül etmesine resmen göz yumulmuştu. Sonrasında her türlü delil karartılmış, uydurulmuş belge ve sahte şahitlerle yaş-kuru demeden 33 kişiye müebbet hapis cezası verilmişti.

Sivas olaylarının yaşandığı gün Ankara-İstanbul karayolunda 45 yolcu taşıyan bir otobüste şoförlük yaptığını belgeleri ve şahitleriyle kanıtlamasına rağmen Bülent Düvenci suçlu bulunarak müebbet hapis cezası aldı.

Daha önce Alevi komşularını linç edilmekten kurtaran Ahmet Turan Kılıç’a olayların yaşandığı esnada evinde olduğuna dair 15 kişinin şahitlik etmesine rağmen gözaltına alındığı karakolun komiserinin ayarladığı şahitlerin yalan ifadeleri esas alınarak müebbet hapis cezası verildi. 27 yıl hapis yattıktan sonra 8 ayrı doktordan “cezaevinde tedavi edilmez” raporu alan 86 yaşındaki Kılıç, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından affedilerek serbest bırakıldı

Çeyrek asrı aşan mağduriyetin giderilmesine vicdan sahipleri sevinirken, kalpleri intikam hırsıyla kararanlar ise “Madımak katili serbest bırakıldı” diyerek kinlerini kustular.

Öfkemiz hiçbir zaman adalet duygumuzun önüne geçmemeli. Madımak Oteli’nde yakılan canlara sahip çıkmak ne kadar insani ise olaylardan sonra suçlu-masum demeden verilen cezalara karşı durmak da o kadar vicdanidir. Cinayetlerle alakası olmayanların mağdur edilmesini talep edenler ile oteli yakan caniler arasında zerre fark yoktur.

İdeolojik körlük ve mezhepçi taassupla adalet çağrısını susturmak isteyen linç güruhuna karşı Sivas olaylarının gerçek sorumlularını ortaya çıkaracak, mağdurlara özgürlüklerini iade edecek yeniden adil yargılanma hakkını devlet yetkililerinden talep etmeyi usanmadan sürdürmeliyiz.

İftiralarla 27 yılı çalınan 86 yaşındaki Ahmet Dede’ye öfke değil özür borcumuz var. Serbest bırakılması yetmez, mağduriyetine sebep olanlar da hak ettikleri cezayı almalılar. Rabbim kalan yıllarını huzur içinde yaşamayı nasip etsin.