Son bir yılda Gazze’den, Kudüs’ten çok şehit verdiğimiz doğrudur…

Son bir yılda Ortadoğu’nun kalbi kadar kalbimizin ağrıtıldığı doğrudur…

Kendini gizlemek için Türk elbisesi giymiş ikiyüzlü kafirlerin istilasını yaşadığımız acı günlerden geçtiğimiz doğrudur…

Şehit şehit bereketlenen bir millet olduğumuz doğrudur…

Bölünmeye çalışıldıkça birleştiğimiz doğrudur…

Şehitlerin emaneti ile yaşadığımız vatanımızda bizi rahat bırakmayan Batı ile artık açık bir cenk halinde olduğumuz doğrudur…

Lakin cihanı o zalimlerin başına geçirmek derdinde olduğumuz da doğrudur…

Ve doğrudur, dünyanın gidişatını değiştirmek için dünyaya gönderilmiş kadim bir millet olduğumuz…

Doğrudur, dünyanın her bir milleti için umut olduğumuz…

Dünya hızla ya kıyamete ya da üçüncü dünya savaşına doğru sürükleniyor…

Adaleti bitmiş insanın yurdu olmak istemeyen dünya herkesi sarsıyor…

Kerbela’dan ibret almış olsaydı bu ümmet, Bosna’da Sırp katliamlarını konuşuyor olmayacaktık…

Hz. Hüseyin’in (r.a.) kanının döküldüğü coğrafyaya kalbimiz kırıktı…

Lakin bunu bir hüzün olarak taşıyan biz ümmetin başına korkunç şeytan bir devlet musallat ettiler…

Peygamber torununun kanına giren lanetlileri Müslüman diye yedirdiler…

Kerbela’dan ibret almadık…

İbret almadıkça kanadık…

Kanatıldık…

Ortadan yarıldık…

Kılıçtan geçirildik…

Doğranıp yerle yeksan edildik…

Hüseyin yaşı döken bu ümmete acısını yaşatmadılar…

Hüznümüze gölge düşürüp hem kan döküp hem sizler kan döktünüz dediler…

Hz. Hüseyin’i (r.a.) şehit edip başında timsah yaşı döktüler…

Öyle bir şeytanı musallat ettiler ki, iki milyar ümmeti birbirinden koparıp fırkalara ayıracak kadar etkin bir şeytan devlet kurdular…

İsmine de İran İslam devleti dediler…

Nursuz İslam düşmanı Süleyman Demirel’in hiç alakası yokken doğduğu köyün adına İslamköy denilip algı yapmaları gibi…

Evet biz Kerbela’dan ibret almadık…

İki beyaz adam Afrika’da bir tabuta bir siyahı zorla sokuyor, seni diri diri yakacağız diyor, yüzündeki korku ağıdı kalpleri titretiyor…

Ama ümmet hiç bir şey yapmıyor…

Myanmar’da doğranıyor, yakılıyor, bu ümmet görmüyor…

Halep ölüm kusuyor, İslam İşbirliği Teşkilatı sanki çay partisi için toplanacak, iki hafta sonraya gün veriyor…

Zira anaları İngiliz olanları Müslüman sanmak gibi bir saflığın içindeyiz yüz yıldır…

Yavuz ileriyi koklayan sultan, bilmiş hainleri, kesmiş kellelerini…

Biz tarihimiz boyunca şerefli bir millet olarak yaşadık ve şerefli bir millet olarak hakka varmak muradındayız…

Zira zalim kim olursa olsun, dinine mezhebine bakmadık, zalim dedik…

Mazlum da kim olursa olsun ona da insan dedik…

Aynı muameleyi asla Batı’dan görmedik…

Batı demişken… Batı’nın vicdanına sığınan Müslümanlardan nefret eden Seyit Kutup bu gün yaşasa ne derdi acaba…

Nerdeyse dört milyon Suriyeliye ev sahibi yapan…

Halep katliamına karşı bir kıyam hareketi başlatan yine Türk milleti ve yine Türkiye devleti…

Bizim gidecek başka yurdumuz yok diyor ya Reis, sahiden başka bir yurt düşleyenler var mıydı…

Başka yurdu olanlar kaçtı…

Ancak onlar da Türk kanı taşımayanlardı…

Çünkü o kan şereflilerde olurdu…

Şerefi olmayanda o kan olmazdı…

Zira bu Türk bayrağı sallandıkça dünyanın her yerinde yaşayan Türkler güvendedir…

Allah korusun hele o bayrak bir düşseydi Endülüs’te ne geldiyse Müslümanların başına sizin de bizim de başımıza o gelecekti…

Sancağınızın bir vatanı ve devleti yoksa siz bir hiçsiniz…

Sancak bir vatanda dalgalanıyorsa orasını size yurt kılmış demektir…

Bu ümmet Osmanlı yıkıldığı günden beri gün görmemişti…

Yüz yıl sonra yeniden şanlı tarihine yakışırcasına büyüyorken…

Ortadoğu’yu yine kana boğdular Türkiye’yi durdurmak için…

Ümmetin çocuklarını köz gibi yaktılar Türkiye’yi başka dertlere salmak için…

Hira’nın çocuklarının Türkiye öncülüğünde birleşip yeniden büyük bir ümmet olma yolunu kestiler…

Lozan’ı, Sevr’i paçavra yapıp yüzlerine çarpacaktık…

Üstümüze bombalarla geldiler…

Bittik mi?

Dünden daha diri…

Dünden daha deliyiz…

Şehit şehit çoğalıp düşmanı delirtmekteyiz…

Her planlarını yerle bir edip şaşkına çevirmekteyiz…

İran denen kafir devletin ellerinde sadece Hz. Hüseyin’in (r.a.) kanı durmuyor artık…

Beş yüz milyon yetimimizin sebeplerinden biri de sapık İran’dır…

Ancak bizler şunu biliyoruz ki çok olanlar değil…

Hakkı üstün tutanlar kazanacak…

Reis seferberlik diyorsa bu söz asla sadece Türkiye halkı için söylenmiş bir söz değildir…

Dünya üstümüze gelecek, büyük bir Türkiye, bağımsız bir Türkiye, Ortadoğu’nun lideri bir Türkiye olmamızı istemiyorlar, hazır olun, planlarını hep birlikte başlarına geçirelim demektir…

Ne diyor Halep’ten kurtarılan mazlumlar; bir Allah, bir Erdoğan’ımız var…

İşte bu söze tahammülü olmayan Batı ve İran deliriyor…

Onlar delirdikçe bu millet ve mazlum ümmet kenetleniyor…

Hazır olun…

O Allah’a, kitaba, sancağa yemin olsun ki…

Ya büyük bir dünya savaşı kapıda…

Ya da ölüm…

Öyleyse köşe kapmaca oynamak ne diye…

Cenneti düşlemek…

Şehadete koşmak…

Ya da bu kanlı dünyayı gülistan etmek dururken…

Şerefli bir ölüme şerefli bir yaşam sürenler düşer…

Bu topraklardan dünyaya ancak merhamet düşer…