Filistinli ünlü lider Yaser Arafat’ın dul eşi Süha Arafat, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İsrail arasında sağlanan normalleşme anlaşması hakkında yaptığı açıklamalarla gündemde.

Paris’te yaşayan Süha Arafat, Abu Dhabi’deki elçisini geri çeken Filistin Yönetimi’nin gösterdiği tavır dolayısıyla BAE’den özür diledi.

İsrail televizyonuna konuşarak anlaşmaya destek verdi ve Filistinli yetkililere yönelik tehdit niteliğinde açıklamalar yaptı.

BAE’de yaşayan ve Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in kirli işlerini yürüten Dahlan hariç Filistinlilerin hepsinin karşı çıktığı anlaşmaya Yaser Arafat’ın eşinin Ramallah’taki yönetimi dahi karşısına alarak sahip çıkması tepki çekti.

Filistinli Hıristiyan bir ailenin kızı olan ve 1989 yılında kendisinden 34 yaş büyük Yaser Arafat’la evlenen Süha Arafat, evlendikten sonra Müslüman olduğunu açıklamıştı.

Süha Arafat, bugün aylık sadece 10 bin euro ödenek aldığını söylese de Yaser Arafat’ın Kasım 2004’te vefatından sonra yayınlanan haberler Filistinli liderin dul eşinin ve kızının yüklü bir servete konduklarını bildiriyor.

O günlerde miras paylaşımı hakkında medyaya yansıyan bilgiler şu şekildeydi:

“Filistin Yönetimi’yle yaptığı anlaşmaya göre Süha Arafat’a ve kızı Zehva’ya 13 milyon dolar civarında bir para toplu olarak ödenecek.

41 yaşındaki Süha Arafat 50 yaşına gelinceye kadar 9 yıl boyunca Filistin Yönetimi’nden yıllık 1,5 milyon dolar maaş alacak.

50 yaşından sonra yıllık maaşı 555 bin dolara düşecek.

Kızı Zehva ise 18 yaşından 25 yaşına gelene kadar her yıl 84 bin dolar alacak.”

Süha Arafat’ın aylık geliri iddia ettiği gibi sadece 10 bin euro mu yoksa daha fazla mı bilemiyoruz.

Fakat bildiğimiz bir şey varsa o da anne ve kızı Paris’te lüks içerisinde yaşarlarken Filistin halkının işgal ve abluka altında çok büyük çileler çektiği.

Bir başka gerçek de şu ki Yaser Arafat’tan Süha Arafat’a miras kalan paralar gerçekte Filistin halkına gönderilen yardımlar.

Süha Arafat, Abu Dhabi’ye giderek Muhammed bin Zayed ile görüşeceğini ve kendisinden Filistin halkına yardım etmesini isteyeceğini söylüyor.

Filistin Yönetimi üst düzey yetkililerini “kirli çamaşırlarını ortaya dökmekle” tehdit ediyor.

Süha Arafat’ın BAE’den özür dilemesi “Filistin halkı adına konuşma yetkisini nereden alıyor?” sorusunu akla getirdi.

Çünkü babası yaşında adamla evlenen ve bu evliliğin sefasını süren Süha Arafat’ın – her ne kadar kendisi de Filistinli bir aileden gelse bile – Filistinli liderin eşi olmanın dışında Filistin halkıyla ve davasıyla pek ilişkisi yok.

Halk tarafından seçilmiş ve yetkilendirilmiş biri değil.

İşgali kökleştirme ve Filistin davasını tasfiye etme planının bir parçası olan anlaşmayı savunması Filistin halkıyla bağının ne derece zayıf olduğunun göstergesi.

Anlaşılan o ki, sadece Dahlan’la sonuç alamayacağını fark eden BAE, Filistin Yönetimi’ne karşı Süha Arafat kartını da masaya sürdü.

Yaser Arafat’ın ölümünün ardından Paris’e yerleşen ve yıllardır Filistin’e adım dahi atmayan Süha Arafat halk arasında herhangi bir desteğe sahip değil.

Siyasi bir figür olarak ortaya çıkması imkânsız.

Sadece Arafat isminin arkasına saklanıp Dahlan’ın rakiplerini hedef alan açıklamalar yapabilir.