Suudi Arabistan İstihbaratı eski başkanı Prens Türki el-Faysal, Bahreyn’in başkenti Manama’da düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada İsrail’i “Batılı sömürgeci güç” olarak tanımladı.

İsrail’in Filistinlileri asılsız suçlamalarla toplama kamplarına hapsettiğini, işgalcilerin diledikleri gibi evleri yıktıklarını ve dilediklerini öldürdüklerini söyledi.

İsrailli eski büyükelçi Dore Gold, Türki el-Faysal’ın görüşünün Körfez’le mevcut ilişkileri yansıtmadığını söyleyince Suudi Arabistanlı prens de Gold’a ülkesi aleyhinde yazdığı “Hatred’s Kingdom” adlı kitabı hatırlattı.

Türki el-Faysal’ın Manama’da söyledikleri takdire şayan önemli şeyler.

Konuşmanın bu kadar ses getirmesinin sebebi, Körfez ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’in İsrail’den çok İsrailci bir moda girdikleri bir dönemde yapılmış olması.

“Mevcut şartlarda İsrail’le ilişkileri normalleştirmek yararsız” diyen Türki el-Faysal’ın sözleri İsrail’e olduğu kadar BAE ve Bahreyn’e de yönelik.

Suudi Arabistan dahil tüm Körfez ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmek isteyen ve normalleşme anlaşmalarını “bölgenin yararına” diyerek pazarlayan İsrail’in böyle bir çıkış beklemediği, normalleşme furyasının tekerine çomak sokan konuşmanın Tel Aviv’de soğuk rüzgarlar estirdiği kesin.

Fakat BAE ve Bahreyn’in Suudi Arabistanlı prensin konuşmasından İsrail’den daha çok rahatsız olduklarını söyleyebiliriz.

Suudi Arabistan devlet aklı, özellikle de Türki el-Faysal gibi eski tüfekler ülkelerinin BAE gibi olmadığının ve Abu Dhabi’nin peşinden sürüklenmenin felaket anlamına geleceğinin farkında.

Katar’la ilişkilerin yeniden normalleşmesi ve Körfez’deki krizin son bulması için son günlerde ortaya konan çabalar da bunun göstergesi.

Fakat o konuda da Suudi Arabistan ve BAE arasında görüş ayrılığı olduğu, Abu Dhabi’nin krizin sona ermesini istemediği anlaşılıyor.

Bu durum BAE yönetimine yakın isimlerin açıklamalarına da yansıyor.

O isimlerin başında gelen Abdulhalık Abdullah, “BAE onay vermezse Körfez uzlaşısı bir milim dahi ilerlemez” mealinde bir tweet attı.

Söz konusu tweet BAE yanlıları dahil Suudi Arabistanlılardan büyük tepki gördü.

Çünkü bu Riyad’a hakaret ve iradesine ipotek anlamına geliyor.

Abdulhalık Abdullah’ı böyle bir meydan okumaya cüret ettiren Suudi Arabistan’ın son yıllarda adeta BAE’nin ekseninde dönmesi.

Suudi Arabistan, kendini BAE’den uzak tutmayı başarabilirse Katar’la ilişkilerinin normalleşmesinin önünde herhangi bir engel yok.

Bilakis bu şekilde Körfez’deki eski ağırlığını kazanacaktır.

Daha da ötesi, Riyad’ın Abu Dhabi’yle arasına mesafe koyması Ankara’yla ilişkilerine de olumlu yansıyacaktır.

Fakat herhalukarda “Körfez’in ağır abisi” mi olacak, BAE ekseninde dönen “uydu bir devlet” mi; buna ancak Suudi Arabistan’ın kendisi karar verecek.