Amerikan Alman Marshall Fonu (GMF) adlı düşünce kuruluşunun “Türkiye’nin 2021’de Dış Politika Öncelikleri: Ana Muhalefet Partisinden Bir Bakış” başlıklı online panelinde konuşan CHP Genel Başkan yardımcısı Ünal Çeviköz, CHP tarihinin geldiği en sığ noktadan ABD’nin müstakbel başkanı Joe Biden’e Türkiye için deyim yerindeyse bir konuşma başlığı hazırladı.

“Biden’ın Türk-Amerikan ilişkilerini onarmak için Türkiye’ye Trump’ın önermediği neleri önerebileceği” sorusuna Çeviköz, “Demokrasi” yanıtını verdi. Çeviköz, “Biden yönetiminden ilk beklentimizin şu olacağını düşünüyorum: Hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, yargı sisteminin siyasetten arındırılmasına, güçler ayrılığına, demokratik reformlara, medya, ifade, toplanma özgürlüğü gibi tüm temel hak ve özgürlüklere çok güçlü bir vurgu yapması” diye konuştu.

Aslında başka bir CHP Genel Başkan yardımcısı bu tür bir açıklama yapsa anlaşılabilirken, ciddi manada devlet terbiyesi almış, Dış İşlerinde önemli görevler ve büyükelçilikler üstlenmiş ve bunların önemli bir kısmını da AK Parti iktidarı zamanında yaşamış olan bir şahsın bu perdeden konuşması bir hayli ilginç bir gündem oldu.

Peki Ünal Çeviköz kimdir? 1978 yılında girdiği Dışişleri Bakanlığı’nda 1980 yılına kadar merkezde görev almış, daha sonra sırasıyla; Moskova Büyükelçiliği’nde II. Katip ve Bregenz Başkonsolosluğu’nda Konsolos olarak görev yapmıştır. 1986 yılında yeniden merkez görevine dönerek Doğu Avrupa Dairesi Şube Müdürü görevinde bulundu, bilahare Sofya Büyükelçiliği Müsteşarlığına atandı.

1989 yılında Dışişleri Bakanlığı’ndaki görevinden izinli olarak ayrılıp NATO’da uluslararası memur olarak göreve başladı, önce Ekonomi Direktörlüğü’nde, sonra Siyasi Direktörlükte çalıştı.

1994 yılında NATO’nun Moskova’daki Enformasyon Bürosu’nu kurdu. 1994-1997 yılları arasında NATO-Rusya Kurucu Senedi’ni hazırladı, 1997 yılında yeniden Dışişleri Bakanlığı’nda merkez görevine dönerek bir yıl Balkan Dairesi Başkanlığı yaptıktan sonra 1998 yılında Kafkasya ve Orta Asya Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı.

2001 yılında Bakü Büyükelçisi, 2004 yılında Bağdat Büyükelçisi olarak görevlendirildi. 2006 yılında Bağdat’ta uğradığı suikasttan yara almadan kurtuldu. 2007 yılından 2010 yılına kadar Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olarak çalıştı. 2010 yılı kararnamesiyle Londra Büyükelçisi olarak atandı.

2013-2015 yılları arasında Türkiye adına Uluslararası Denizcilik Örgütü genel kurul başkanlığını yürüttü. Dikkat edildiği üzere en önemli görevlere Ak parti iktidarı zamanında getirilmiş ve ne yazık ki Ülkeyi Joe Biden gibi Türkiye’yi sevmeyen birine şikayet etmekte beis görmemektedir.

Oysaki Hariciye terbiyesi almış bir insanın hele de bu kadar önemli konumlara getirilmiş birinin bu tür beyanatlar vermesi içerdeki seçimlerin ne kadar sıradan ve özensiz olduğunu da göstermesi açısından önemli. Türkiye bu tür yaklaşımdaki insanları bulup bir yerlere taşımada mahir bürokratlar ve siyasetçiler bolluğu yaşanan bir ülke ama bu kadarına da pes yani demek zamanı geldi galiba.

Sayın Kılıçdaroğlu’na tavsiyem bu arkadaşın önce savunması alınsın sonra da görevine son verilsin. Kimse ülkemizi dışarıdan birine şikâyet etme hakkına sahip değildir. Bu ülkede bir şeyler değişecekse iç dinamiklerimiz ve sandık her şeyin ilacıdır.

Vesselam…