Sinema salonların açılmamış olması, yakın zamanda da açılamayacak olması kimin derdi?

Filmler azar azar çekiliyor. Oysa diziler çok önceden çekilmeye başlandı. Sezon finali bile yaptılar.

Ağustostan itibaren salonların ciddi kısmının açılması planlanıyor. Ancak garantisi yok. Virüste ikinci dalga yaşanması durumunda yine aylarca sinema salonlarının kapalı kalacağı kesin.

Mevcut ortamda dijital platformların revaçta olduğu malum. Ve zamanımızda bir hareket hali kısa zamanda alışkanlık haline gelebiliyor. Davranış modellerini şekillendiriyor. Haliyle zamanın ruhunu da dönüştürüyor.

Sinema salonları dışında film gösterimleri yer yer yapılıyor. Festivaller başladı. İstanbul Film Festivali programını gerçekleştirdi. Bazı özel gösterimleri açık havada yapmanın dışında seyirciye çevrimiçi gösterim şeklinde hizmet sunuldu. Sırada diğer festivaller var. Gelenek haline gelen festivaller bir şekilde 2020 takvimini işletmeye çabalıyor. Yeni festivaller ise ortamın tamamen normalleşmesini bekliyor sanırım.

Açıkhava gösterim seçenekleri de işletiliyor. Ancak yeterli değil. Yaz döneminde memleketin her mahallesinde film gösterimleri yapılmalıydı. Zira izleyici alışkanlığı değişiyor. Zaten bir değişim sürecindeydi. Pandemi süreci bunu hızlandırdı.

Şimdi sinema üreticileri, dağıtımcılar ve ilgili/bağlı alanlardaki işletmecilerin yeni süreci doğru okuma zamanı. Her alanda yeni sürece uygun çalışmalar başlamalı. Olanların yeterli kalmayacağı kesin. Sektörel ve küresel bir dönüşüm eşliğindeyken yapılan lokal çalışmaların etkisinin yeterli olmasından söz edilemez.

Yönetmen, yapımcı ve senaristler başta olmak üzere dağıtımcılar, politika üreticiler, müşteriler, izleyiciler ve çok daha fazlası yeni döneme hazırlanmalı.

Corona aşısı bulunduktan sonra eskiye dönüş olacak ama az evvel bahsettiğim oturmuş alışkanlık durumu bazı şeyleri geri dönülmez hale getirmiş olacak. Ne oranda olacağını bilemeyiz elbet. Fekat azımsanmayacak derecede etkili olacağını tahmin ediyorum.

Bütün bunları dert edinen azınlığın tespitte bulunup çözüm önerisi sunması gerekir.

Yeni dağıtım alternatifleri, yeni gösterim alanları, yeni üretim yaklaşımları, yeni izleyici modelleri ve daha fazlası…

Sinemayı dert edinen mutsuz azınlığı çözüm önerisi sunmaya davet ediyorum.