Millî Eğitim Bakanlığı, 2021 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

Bakan Ziya Selçuk, Mecliste yaptığı konuşmasında iki yıllık icraatlarını anlatırken, ilk açıkladığında epey ses getiren ‘2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’ni teğet geçti.

2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’ne göre, 2018-2019 eğitim öğretim yılında planlama ve tasarım dönemi tamamlanıp 2019’da pilot uygulamaları gerçekleştirilecek ve bütün projelerin uygulanması 2023 itibariyle bitmiş olacaktı.

Şu ana kadar Belge’deki hedeflerin hangi çalışmaları yapıldı veya yapılıyor Bakan bundan bahsetmedi.

“Her durum için olası senaryolar üstünde çalışıyoruz”, “A planımız hazır, B planımızı arkadaşlar çalışıyor” diye yuvarlak laflarla vaziyeti geçiştiren Bakan, Meclis kürsüsünde bu ve buna benzer konulara hiç girmedi.

Muhalefet partileri de Bakan Selçuk’a 2023 Vizyon Belgesi’ni sormak bir yana ciddi bir eleştiri dahi yapmadı.

Bekledim ki, İçişleri Bakanı konuşurken sıra kapaklarına vuran muhalefet, Bakan Selçuk konuşurken bir tepki versin…

Bu tepkisizlik Milli Eğitim’de her şeyin yolunda olduğunu mu gösteriyor?

Bakan, “Hükümetlerimiz döneminde, öğretmen başına düşen öğrenci sayımız, ilköğretimde 28’den 16’ya, ortaöğretimde de 18’den 11’e düşmüştür.” derken, Vizyon Belgesi’ndeki,

“Çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış ve bu donanımı insanlık hayrına sarf edebilen, bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı, nitelikli, ahlaklı bireyler yetiştirmek” gibi plastik cümleleri ve

“kalite, atılım, dönüşüm, sürdürülebilirlik, yol haritası” gibi alt alta, üst üste yığıştırılmış ifadeler hafızamdan geldi, geçti…

Vizyon Begesindeki, “İkili eğitimi bitirmek, sınav kaygısı, ezberci eğitim, taşımalı eğitim sorunları, okullar arası eşitsizliğin giderilmesi” meseleleri sanıyorum başka baharlara kaldı.

Merak ettiğim için soruyorum;

Bakan’ın atlamadığı ve ısrarla üstüne basa basa temas ettiği, sayıları 9 bin 479’a ulaşan ve 100 bine ulaşması hedeflenen ‘Tasarım Beceri Atölyeleri’ acaba, Vizyon Belgesi’nde bahsedilen “Çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış ve bu donanımı insanlık hayrına sarf edebilen, bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı, nitelikli, ahlaklı bireyler yetiştirmek” hedeflerini yakalayabilecek mi?

Bu atölyelerde hangi öğrenciler, hangi öğretmenlerden, hangi programdaki dersleri ne zaman alıyorlar?

Öğrenciler açısından bu atölye etkinliklerinin sonuçları eğitim sistemimizin neresinde yer alacak?

Tekli öğretime geçebilmek için yaklaşık 90 bin derslik ihtiyacımız bekleyedururken, bu atölyelere 2020 yılında bütçeden ne kadar kaynak aktarılmıştır?

Özel ve devlet okulları pandemi tedbirlerinden dolayı kapalı.

Gelin görün ki kurs adı altında yüz yüze derslere devam eden dershaneler var.

Üstelik bunu saklamıyorlar ve herkes de bunun LGS veya YKS kursu olduğunu biliyor.

İşin garibi kimisi dil kursu, kimisi kişisel gelişim kursu, etüt merkezi…

Hatta içlerinde sürücü kursu ruhsatıyla çalışanlar bile var.

Pandemi tedbirlerini hiçe sayarak faaliyetlerine ve kayıt almaya devam ediyorlar.

Pandemiden dolayı okula gitmeyen öğretmenler ve öğrenciler bu kurslarda…

Okullar kapalı kurslar açık; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

Öğretmen bizim, öğrenci bizim…

Sayın Bakanım, sahi bu Vizyon Belgesi kurslar ve dershaneler hakkında ne diyordu?

Bitirirken,

öğretmenlere ‘Beyaz Zambaklar Ülkesinde’ kitabı yerine, yerli ve milli bir şaheser olarak Türkiye’nin Maarif Davası kitabı hediye edilseydi daha iyi olmayacak mıydı?