Sudan’ın seçilmiş son başbakanı ve Milli Ümmet Partisi lideri Sadık el-Mehdi, yeni tip koronavirüse yakalandıktan sonra durumunun ağırlaşması üzerine tedavi için Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) götürülmüştü.

Dini bir cemaat olan Mehdilik veya diğer adıyla el-Ensâr Hareketi’nin de lideri olan 85 yaşındaki el-Mehdi, önceki gün sabah saatlerinde hayatını kaybetti.

Umdurman kentinde 1935’te dünyaya gelen el-Mehdi, Sudan’da iki dönem başbakanlık yaptı ve Ömer el-Beşir’in 1989’da gerçekleştirdiği darbeyle görevinden uzaklaştırıldı.

Ekonomi alanında Oxford Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan el-Mehdi, Arap sokağında siyasetçi kimliğinin yanında “düşünür” olarak da tanınıyordu.

Hem Cafer en-Numeyri ve hem de Ömer el-Beşir dönemlerinde darbelere ve yönetime muhalefeti sebebiyle birçok kez gözaltına alındı ve hapis yattı.

Sadık el-Mehdi’nin büyük dedesi Muhammed Ahmed el-Mehdi, mehdi olduğunu öne sürerek çevresine topladığı insanlarla Osmanlılara ve İngiliz işgaline karşı savaştı.

Torun el-Mehdi ise yüksek lisans yapmak için İngiltere’ye gitse ve dedesi gibi mehdilik iddiasında bulunmayıp demokrasiyi savunsa bile el-Ensar cemaatinin imamlığını bırakmadı.

Çünkü bu ona siyasi hayatında büyük güç kazandırıyordu.

“Sudan’ın Demirel’i” olarak da adlandırılan Sadık el-Mehdi, Eylül ayında yaptığı açıklamada BAE’nin rolüne ve Sudan’a desteğine teşekkür etmiş, Türkiye’yi eleştirmişti.

Türkiye’nin Ömer el-Beşir rejiminin ve Müslüman Kardeşler Cemaati’nin önde gelen isimlerine kucak açtığını söyleyen el-Mehdi, bölgedeki mevcut rejimlere karşı hareketleri desteklemekle suçladığı Türkiye’ye karşı konulmasını istemişti.

Sadık el-Mehdi, Aralık 2017’de yaptığı açıklamada da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sudan’a yaptığı tarihi ziyareti ve Sevakin adasıyla ilgili anlaşmayı eleştirmiş, Türkiye’deki mevcut yönetimin Osmanlı tecrübesini savunma yanlışına düştüğünü öne sürmüştü.

Sudanlı lider, ömrünün son günlerinde ülkesinin İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesine karşı çıkarak onurlu bir tavır sergilemişti.

İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesinin Sudan’ın yüksek çıkarlarına aykırı olduğunu belirten el-Mehdi, hükümetin bu konudaki kararını protesto için Sudan Vakıflar ve Dini İşler Bakanlığı’nın başkent Hartum’da düzenlediği bir konferansa katılmama kararı almıştı.

Arap ülkeleri arasında İsrail’le ilişkileri normalleştirme furyasının başını çeken ülke BAE.

Abu Dhabi’nin bazı Arap ve İslam ülkelerine de aynı yönde adım atmaları için baskı yaptığı biliniyor.

Ülkesinin İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesine karşı çıkan el-Mehdi’nin bu işte başı çeken BAE’ye övgüler yağdırması, tedavi için BAE’ye gitmesi ve son nefesini orada vermesi bölgenin yaman çelişkilerinden biri olsa gerek.

Tıpkı Filistinli Başmüzakereci Saib Arikat’ın tedavi için İsrail’de bir hastaneyi tercih etmesi ve İsrailli doktorlar tarafından tedavi edilirken ölmesi gibi.

Sadık el-Mehdi’nin vefatıyla önemli bir politikacısını kaybeden Sudan’da üç günlük yas ilan edildi.

Sudan halkı seçilmiş son başbakanına veda ederken askeri vesayetle yönetilen ülkede yeniden sivil bir politikacının halkın oylarıyla seçilerek başbakanlık koltuğuna oturmasının önünde çetin engeller var.