Dünyada faizlerin aşağı doğru seyir izlediği son aylarda ülkemizde de 750 baz puanlık faiz indiriminin piyasalara olumlu yansımasını piyasalardaki tüm taraflar bekliyor.

Aradan geçen iki aylıkperiyotta kamu bankalarının ardından özel bankaların da indirimlere başlamasıpiyasanın son zamanlarda en çok ihtiyaç duyduğu konu olan güven probleminiyavaş yavaş ortadan kaldırmaya başladı.

İstenilen düzeye gelmesede bir iyileşmenin olduğunu görüyoruz fakat bunun ne kadar süreceği konusundaan itibariyle bir tahminde bulunmamız zor gözükmekte.

Özellikle özel sektörünülke dışından kullandığı kredilerin borç ödemelerinde bir iyileşme ortayakonmakta fakat bu iyileşmenin biraz daha artması gerekiyor. Yani iyileşmeyeterli oranda değil maalesef.

Önümüzdeki sürecin flugözükmesindeki en önemli etken ise borçluluk oranlarının yüksek olması.

Bir diğer sebep isekapasite kullanım oranlarında ki düşüştür. Eylül ayında kapasite kullanım oranı0.3 oranında geriledi.

Üretimimizi artırmalıyızki faizlerde ki düşüşün yansımalara daha sürekli hale gelebilsin eğer bunuyapamazsak faizler anlamındaki bu iyimser hava bir anda dağılabilir.

Çünkü faizin panzehiriüretimdir. Üretimin olduğu ortamlarda faizin ayaklar altında gezindiğinigörürsünüz.

Üretimin azalmasısebebiyle işletmelerin yurtdışından elde edecekleri finansman ihtiyacı daartmakta dolayısıyla da borçlanma oranları da yükselmektedir.

Sonrasında da borçödemelerinde ne kadar iyileşme olursa olsun borçlanma arttığı için iyileşmeninistenilen oranlara yükselemediği ortaya çıkmaktadır.

Piyasalardaki iyileşmeninberaberinde birçok fırsatı da getirdiği gerçekliğinden hareketle bu türortamların tüm aktörler tarafından akıllıca kullanılması gerek kendilerinegerekse de ülke ekonomisine ciddi katkılar sunacaktır.

Bu olgunun tam tersinidüşündüğümüz de ise böyle ortamlarda işi fırsatçılığa çevirenlerin uzun vadedekendilerine de ülke ekonomilerine de büyük zararlar verebilirler.

Finansman maliyetlerinindüşmesiyle maliyetlerin de aşağılara gelmesi sonucunu göreceğiz ve fiyatlarıngevşemesiyle sanayici de üretimine daha rahat bir piyasa da devamedebilecektir. İşte bu çok ciddi bir fırsattır üretimin ve kapasite oranlarınınartırılması noktasında.

Bir diğer fırsat ise uygunfiyatlı ürün dünyanın her köşesine rekabetçi fiyatlarla satılabilecektir.

Rekabetçi yaklaşımtarzındaki güçlü hareket kabiliyetiyle üretim alanları yetersiz kalacak ve yeniyatırımlarla yeni üretim alanları ortaya koymak adına girişimler başlayacaktır.

İstihdam artacak bununlada vatandaşın refah seviyesi üst seviyelere çıkarak toplum huzurunayansıyacaktır.

Hal böyle olunca da ülkeekonomisi kazanacak ve yoluna büyümeyle devam edecektir.

Tersi olup fırsatlarıfırsatçılığa çevirenlerin olduğu ortamlarda ise yukarıda sıraladığımız tümfırsat sonuçlarının olumsuzlukları karşımıza çıkacaktır.

Son günlerde piyasalardaözellikle inşaat sektöründe faizlerin düşmesiyle konut alımına olan talebinyükselmeye başladığını görüyoruz.

Ama kimi inşaat şirketlerifaizlerin düşmesinden kaynaklanan fiyat gerilemesini konutun üzerine zam olarakekleyerek vatandaşa konutun mal olma fiyatını değiştirmemektedir.

Bu yaklaşım doğru birdavranış biçimi değildir.

Durum böyle olunca davatandaş alım yapmaktan vazgeçmektedir.

Herkes doğru ve dürüstçedavranırsa, empati yeteneğini artırırsa, ben yerine biz olarak düşünebilirse vefedakar olabilirse fırsatların önü açılır.

İnsanlar yanlış ve sahtedavranırsa, duygudaşlık yeteneğinden yoksunsa, her zaman hep ben hep ben olarakdüşünürse ve fedakârlıktan uzaksa toplumda fırsatçılığın önü açılır.