Suç üstlenme suçu, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ikinci bölümünde, adliyeye karşı suçlar bölümünde 270. maddesinde düzenlenmiş ve yaptırım altına alınmıştır.

Türk Ceza Kanunu’nun 270. maddesi; “Yetkili makamlara, gerçeğe aykırı olarak, suçu işlediğini veya suça katıldığını bildiren kimseye iki yıla kadar hapis cezası verilir. Bu suçun üstsoy, altsoy, eş veya kardeşi cezadan kurtarmak amacıyla işlenmesi halinde; verilecek cezanın dörtte üçü indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir.” Şeklindedir.

TCK’da suç üstlenme bağımsız bir suç olarak tanzim edilmiştir[1]. Suç üstlenme eylemi farklı nedenlerle gerçekleştirilebilir. Bazı durumlarda fail, akrabalarını, tanıdıklarını korumak için bu fiili işleyebilir[2]. Kimi zaman da fail kendisini korumak düşüncesiyle işleyebilir. İnsanlar maddi menfaat elde etmek amacıyla da işlemedikleri suçları kendilerine isnat edebilir[3]. İşi olmayan kimseler, sokakta yaaşayanlar, konaklama, beslenme gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kendi kendilerini itham edebilirler[4]. Psikolojik sorunları olan kişiler de başkalarını korumak için olabileceği gibi, yaşadıkları hezeyanlar sonucu olmamış suçları olmuş gibi göstererek kendilerini itham edebilirler[5].

Korunan hukuki değer

Suç üstlenme, adli makamların hataya düşürülmelerini[6], isabetsiz hüküm vermelerini ve dolayısıyla itibarlarını kaybetmelerini önlemek amacıyla suç olarak ihdas edilmiştir[7]. Suç üstlenme suçu ile, adliyenin kişisel birtakım düşüncelerle hataya düşürülmesi önlenmek istenmiştir[8].

Suçun unsurları

TCK’nın 270. Maddesinde yaptırım altına alınan fiil; yetkili makamlara gerçeğe aykırı olarak suçu işlediğini veya suça katıldığını bildirmektir. Fail tarafından kendisine yüklenen suç, hiç işlenmemiş olabileceği gibi, gerçekte işlenmiş de olabilir, fail ile suç arasında bir ilginin bulunması gereklidir[9]

Suç üstlenme suçunun faili herkes olabilir. Ancak fail hakkında kendi kendini itham ettiği suç bakımından bir soruşturma ya da kovuşturanın mevcut olmaması gerekir[10].

Suç üstlenme suçu ancak kasten işlenebilen bir suçtur. Failin belirli bir sakile hareket etmesinin bir önemi bulunmamaktadır. Fail gerçeğe aykırı suç işlediğini, kendisini itham ettiğini bilmeli ve bunu istemelidir[11].

Burada dikkat edilmesi gereken husus, suç üstlenme suçunun altsoy, üstsoy, eş ya da kardeşi cezadan kurtarmak amacı ile işlenmesi durumunda verilecek cezanın dörtte üçü indirileceği gibi faile hiç ceza da verilmeyebilir[12].

Suçun özel görünüş şekilleri

Sırf hareket suçu olan suç üstlenme suçu açısından icra hareketleri kısımlara ayrılabildiği hallerde bu suça teşebbüsten bahsedilebilecektir[13]. Suç üstlenme suçunda fail, işlemediği bir suçu yetkili makamlar önünde üstlenmektedir.

Yetkili makamlar huzurunda itirafta bulunan kişi, başkasının işlediği bir suçu üstlenmiş ise, gerçek fail ile aralarında bir anlaşmanın varlığı halinde asıl fail de azmettiren olarak suça iştirak etmiş sayılabilecektir[14]. Suç üstlenme suçunun faili, masum bir kimseyi bu suçun şeriki (ortağı) olarak adliyeye bildirmesi durumunda hem iftira suçundan (TCK m.267) hem de suç üstlenme suçundan cezalandırılır[15].

[1] Artuk, Emine-Gökcen,Ahmet-Yenidünya,Caner, Özel Hükümler, Adalet Yayınevi, 15. Baskı, Ankara, 2015, s.1197.

[2] Yarg. 4. CD., 23.03.2006, 7526/2930, Artuk-Gökcen-Yenidünya, TCK Şerhi, s.5465.

[3] A.g.e. s.1197.

[4] Hafter, s.795; Gözübüyük, Adliye, s.483.

[5] Hafter, s.795, 796.

[6] Hügli, s.44,45.

[7] Soyaslan, s.541.

[8] Artuk, A.g.e., s.1198.

[9] Erem, II, s.1514; Önder, s.277; hügli, s.47; Malkoç-Güler,II, s.2279.

[10] Artuk, A.g.e., s.1199.

[11] Logoz, II, s.714; Soyaslan, s.542.

[12] Soyaslan, s.542.

[13] Artuk, A.g.e., s.1200.

[14] Erem, II, s.1514,1515 – Artuk, A.g.e., s.1200.

[15] Erem, A.g.e. 1515 – Artuk A.g.e. s.1200.