2016 yılı tarifi ve tanımı hiçbir sözle, hiçbir kelime ile anlatılamayacak olaylara şahitlik etti.

Ülkemiz ve milletimiz adına acı ve keder ile dolubir geçmiş bırakıyoruz.

Büyük acılar yaşandı, büyük badireler atlatıldı.Bir vatan parçalanmak, bir millet yok edilmek istendi.

Tarihi şan ve şeref dolu bir millet, asla kabul etmeyeceği bir ihanet yaşadı.

2016 yılı bu millete bir olmayı öğretmiş bir olmayı hatırlatmış büyük bir rahmet yılıdır.  Bu yıl Müslüman Türk Milletinin ayağa kalktığı yıldır.

Rabbimize şükürler olsun ki halen ayakta ve dimdik, halen ezanları okunan bir memleketin sabahlarına uyanıyoruz.

Bir olmanın beraber olmanın, bir elin beş parmağı olabilmenin ne kadar önemli olduğunu hep beraber yaşadık. Biz bir olursak bu 5 parmak bir olursa; birleşen yumruğun gücü ve kuvveti ne kadar etkili oluyor, bunu da hep beraber gördük ve yaşadık.

Bu millet 2016 yılında milletliğini ispat etmiş ve her daim ispat etmeye hazır olduğunu da tüm dünyaya göstermiştir.

Peki ya bu dele dele geçen 2016 yılından sonra ne olacak…

Kıymetli Dostlar! Öncelikle herkes bu memlekette yaşamanın zorluğundan öte manasının farkında olmalı. Biz İslam ümmetinin bayrağını taşıyan bir milletiz ve bunun bedelini de her daim ödemeye hazır, bu uğurda can vermeye “can” veren bir milletin evlatlarıyız. Yaşadığımız bu memlekette huzur en son ve en zor olabilecek bir şey ve bizler bunun farkında yaşıyoruz. Bu memlekette var olan istikrarı güveni bitirebilmek için geçmişte oldukları gibi her zaman değişik yollarla bu topraklara her zaman saldıracaklardır.

Türkiye olduğu konum itibariyle çok büyük stratejik bir konuma sahip bir ülke. Türkiye sahip olduğu coğrafik öneminden dolayı tarihte de şimdide her zaman hedef olmuştur.  İsrail gibi bir ülkenin büyük su kaynakları ülkemizden temin ediliyor, Avrupa ve Asya gibi ülkeler için köprü pozisyonunda. En büyük yer altı kaynakları olarak doğalgazından petrolüne, madenine kadar büyük zenginlik.

Bu ülkeye sahip olmak demek bu ülkeyi yıkmak demek İslamiyet’e öncülük eden aktörü ele geçirmek demek. Medeniyetler beşiği bir ülkeye sahip olabilmek bu ülkeye sahip olabilmek demek; Ortadoğu’ya sahip olabilmek, Kafkasya’ya sahip olabilmek demektir.

Bu ülkeye sahip olabilmek demek geleceğin en büyük değeri Bor’a sahip olabilmek demektir.

Ana esas şudur ;

Düşmanını bilmeyen yok olur. Tarihin kesin hükmü budur. Bu hükmü unutmamak gerekiyor !

Türkiye asla rahat bırakılmayacak bir devlet pozisyonundadır.

Bu vatanın evlatları olarak bizlere düşen görev;  çok okumak, çok çalışmak, çok üretmek, dostu düşmanı iyi bellemek ve gerçek bir Müslüman olabilmektir. Tarihini bilen, salih ve düzgün müslüman nesiller yetiştirmek, ecdadın mirasına sahip çıkmaktır bizim görevimiz.

2016 yılında yaşanan acıların tekrar yaşanmaması için bugün bize düşen görev ve sorumluluklar daha büyüktür. Bizim ecdadımız geçmişte her daim geçmişte bir asker edasında yaşamıştır. Şimdi geçmişte olduğu gibi hepimiz birer asker edasında yaşamamız gerekiyor. Bu askerlik bugün bir mühendis, doktor, memur, köylü, sanatçı, esnaf olarak yarın ise harp meydanında şehadet için savaşan bir evlat olarak olacaktır.

2016 pasımızı aldı. Artık paslanmayalım bir asker olarak doğup bu topraklarda her zaman bir asker olarak yaşayacağımızı unutmayalım.

Bu milletin askerliği doğduğu an başlar, zaman zaman paslanır zaman zaman arınır pasından. Yıl-ı 2016 pasımızdan arındığımız yıldır.

Uyanışların en güzellerini yaşayan bu milletin evlatlarına selam olsun.

Allah bizimledir!