Bilindiği gibi aylar önce Pütürge ve Elazığ depremiyle sarsılmıştık. Bugün ise İzmir’deki depremi büyük bir üzüntüyle takip ediyoruz. İlk belirlemelere göre 25 vatandaşımız hayatını kaybetti. Yaralı olarak kurtulan 865 kişi var. Ahirete irtihal eden kardeşlerimize, rahmet diliyorum. Yaralı kardeşlerimiz için de Hakk Teala’dan acil şifalar niyaz ediyorum. Bugüne kadar yaşananlardan gördüğüm kadarıyla, ümidim o dur ki, evsiz-barksız kalan kardeşlerimizi devletimiz yalnız bırakmayacaktır. Rabbim daha beterinden saklasın inşallah.

SAĞLIKLI DÜŞÜNEN BİRİ, SEBEBİ DE SORGULAR…

Hepimizin bildiği üzere ülkemiz bir deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır. Ülkemizin dört bir yanında farklı fay hatları bulunmaktadır. Bu fay hatlarının ne zaman harekete geçeceği yani depremin ne zaman olacağı belli değildir. Dolayısıyla her an depreme hazırlıklı olmak zorundayız. Depreme dayanıklı binalar yaparak ilk tedbirimizi almamız gerekir. İkinci tedbirimiz ise afet esnasında ve sonrasında ne yapmamız veya yapmamamız gerektiğiyle ilgili eğitim faaliyetleridir.

Başımıza bir musibet geldiğinde sebebiyle birlikte “Nasıl”ını da sorgulamamız gerektiğini bilir ve uygularız. En azından sağlıklı düşünen biri bunu yapar. “Sağlıklı düşünemeyen” de öncesini düşünmeden, sonrasına bakmadan günlük yaşantısına devam eder.

BİLİMİN AMACI ALLAH’I UNUTTURMAK OLMAMALIDIR

Doğal afetlerin “İlahi ikaz” olduğuna inananlardan biri olduğumu daha önceki yazılarımda da ifade etmiştim. “Allah’ı unutturmak” için elinden geleni ardına koymayanların geçim kaynaklarından biri de doğal afetlerdir. “Bilim”in amacı Allah’ı unutturmak değil, aksine Allah’ın san’atını ve kudretini gözler önüne sermek olmalıdır. Her türlü bilginin nihayetinde Allah’a ulaşılmalıdır. Maalesef şimdiki bilim, tahlil ve analizler eşliğinde semavi ve arzi afetlerin nasıl olduğunu aktarıyor ama, “Neden” sorusunun cevabını vermemek için ise azami gayret sarf ediyor.

FAİL BİLİNMEDİKÇE OLAY AYDINLATILMIŞ OLAMAZ

Bu durumu şu şekilde izah edeyim: Silahlı saldırı davasına bakan hakime sanık, “Hakim bey, silahın tetiği geri çekilince, iğne ileri doğru hızlı bir şekilde fırladı ve kapsülün arkasına çarptı.  Bu çarpma ile birlikte, yüksek bir sıcaklık meydana geldi ve kapsülün içindeki barut, bu sıcaklıktan etkilendi ve patladı. İşte bu patlama neticesinde mermi çok hızlı bir şekilde yerinden fırladı ve maktulün kafasından girip diğer taraftan çıktı. Benim suçum yoktur.” diye ifade verse, olay tamamen aydınlatılmış olur mu? Tamamen sebepler silsilesi sıralanmış mı? Hayır.

Sebeplerin ortaya çıkmasına, neyin sebep olduğu ortaya konulmamıştır. Dolayısıyla faili de ortaya konulmamıştır. Fail bilinmedikçe, olay da aydınlanmayacaktır. Bu demektir ki, yalnız sebeplerle bir olay izah edilemez.

Deprem için de aynı şey geçerlidir. Yer altı patlamaları, fay hatlarının varlığı elbette doğrudur. Ama bu patlatmayı meydana getirecek bir fail olmalıdır, denmektedir. Buradan anlıyoruz ki, sebepler zinciri tek başına fail olamaz, mutlaka o sebepler zincirini etkileyen bir şuurlu müsebbip vardır. Başımıza gelen her musibette oturup, müstahak olmak için ne yaptığımızı da bir düşünmemiz gerekmez mi?

Her türlü melaneti işledikten sonra, deprem konusunda din ve diyanetten dem vuranları da tasvip etmediğimi belirtmekte fayda var…

Selam ve dua ile…

Fi emanillah…