Son dönemlerde dünyada İslami Finans alanındaki çalışmalar hız kazanmış durumda ama yeterli değil.

Sadece akademik çalışmaların yapılmasıyla yetinilmemesi bu finans türünün tüm insanlığa anlatılarak faizin üretimin ve gelişmenin önündeki en büyük engel olduğuna insanların tam anlamıyla idrakinin sağlanması ekonomik paylaşımın adil olması anlamında önemlidir.

Akademik çalışmaların yanında İslami Finans enstrümanlarında ve bankalarında bulunan toplam mevduatın son yıllara katlandığına da şahit olmaktayız.

Ülkemizde ise İslami Finansın bankacılık sektöründeki uygulamaları olarak bilinen katılım bankacılığının tüm bankacılık sektöründeki payının çok düşük düzeylerde seyrettiğini görüyoruz.

Öyle ki katılım bankacılığının Türk bankacılık sektöründe ki oranı % 6.3.

Diğer yandan katılım sigortacılığının Türk sigortacılık sektöründe ki oranı ise %5.

Yani müşteri sayısından yola çıkarak anlatmamız gerekirse Türkiye’deki banka müşterilerinin 100 tanesinin içinden sadece 6.3 kişisi katılım bankalarının müşterisi konumundadır. Bakınız 7 kişi bile değil.

Bir başka değişken üzerinden örneklememiz gerekirse Türkiye’de banka mevduatlarında olan toplam tutarın sadece % 6.3’ü katılım bankalarında bulunmakta.

Sigortacılıkta durum katılım sigortacılığı alanında daha da düşük düzeydedir.

Şöyle ki müşteri sayısından yola çıktığımızda Türkiye’de ki sigorta müşterilerinin 100 tanesinin içinden sadece 5 kişisi katılım sigortalarının müşterisi konumundadır.

Evet İslami Finans ile ilgili Türkiye’deki veriler istenilen seviyelerde değillerdir.

Peki bu verileri daha iyi noktalara taşıyabilmek için ne yapmak gerekir diye bir soru sorulduğunda verilebilecek en güzel cevap İslami Finans’ın ne olduğunu tüm toplum kesimlerine anlatacak ve bu konudaki okuryazarlık seviyesini artıracak çalışmaların uygulanması gerekliliğidir denile bilinir.

İslami Finans okuryazarlığı aslında sadece ülkemizde değil Müslüman ülkelerin birçoğunda üzerinde önemle durulması gereken çok ama çok özel bir alandır.

Maalesef bu alan boş bırakılmıştır ve alanın daha farklı finansal enstrümanlarla doldurmak isteyenlerin de ekmeklerine yağ sürülmüştür.

Yapılan araştırmalar sadece İslami Finans okuryazarlığı konusunda değil genel finans okuryazarlığı noktasında bile üniversitelerde okuyan öğrencilerin bile çok iyi düzeyde olmadıklarını gözler önüne sermektedir.

Ve daha da kötüsü mühendislik, mimarlık, tıp veya eğitim bilimleri bölümlerinde okuyan öğrencilerin finansal okuryazarlık konusunda kötü durumda olması anlaşılabilirken işletme, iktisat ve finans gibi alanlarda eğitim alan öğrencilerin finansal okuryazarlık konusunda oldukları durum oldukça iç acıtıcı durumdadır.

Finansın temelini oluşturan gelir gider dengesini kurabilme veya tasarruf edebilme yeteneği aslında aileler tarafından çocuklarına çocukluktan başlayan süreçte verilmesi gereken en önemli eğitimlerdendir.

Bu eğitimi veren ailelerin çocuklarının yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde gerek iş dünyasında gerek sosyal hayatlarında daha başarılı bireyler olduklarını görebiliyoruz.

İslami finans okuryazarlığı konusunda da üniversitelerin ilgili lisans bölümlerinde daha çok bu alanda pratiğe yönelik olan derslerin sayılarının artırılmasının yanında niçin faiz yıkıcıdır konularında da öğrencilerin ayrıntılı araştırmalar yapması ve eğitimler alması konunun daha iyi algılanmasına vesile olacaktır.

Türkiye bulunduğu Doğu ile Batı arasındaki önemli konumundan ötürü İslami Finansın ana merkezlerinden olabilme kapasitesini iyi kullanmalıdır.

Bahsettiğimiz kapasiteyi kullanabilmesi de bu alandaki finansal okuryazarlığın iyi düzeyde olması ile yakından ilişkilidir.