3 Kasım son beş yıldır Tek Sağlık Günü olarak insan, hayvan ve çevreye yönelik sağlık tehditlerini ele alarak bunlarla etkin bir mücadele için ihtiyaç duyulan Tek Sağlık kavramına dikkat çekmek amacıyla dünya genelinde çeşitli etkinlikler ile idrak edilen bir gündür.

Özellikle karşı karşıya kaldığımız salgınlar ve doğal afetler bize bir kez daha Tek Sağlık kavramının önemini ağır bir şekilde hatırlatmıştır. Bu vesileyle İzmir’de deprem sonucu ve yurt genelinde Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı ve hastalarımıza da acil şifalar diliyorum.

Peki, nedir bu Tek Sağlık? Tek Sağlık, insanlar, hayvanlar, bitkiler ve ortak çevreleri arasındaki bağlantıyı tanıyan, en ideal sağlık sonuçlarına ulaşmayı hedefleyen yerel, bölgesel, ulusal ve küresel düzeyde işbirlikçi, çok sektörlü ve disiplinler arası bir çalışma yaklaşımıdır.

Kavram ilk olarak “Tek Dünya Tek Sağlık” adı altında özellikle bulaşıcı hastalıkların insan, hayvan ve çevre sağlığı ile uluslararası ticaret ve ekonomi üzerindeki küresel etkileri nedeniyle ABD ve AB’deki girişimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Ardından ülkemizde de insan ve veteriner hekimler ile ilgili kurum ve kuruluşları tarafından kavramsal olarak kabul görmüştür.

İnsanlık tarihi hayvan kaynaklı salgın hastalıklar nedeniyle kitlesel can kayıplarına ve hatta toplumların yok oluşuna sahne olmuştur.  Günümüzde grip, SARS, MERS, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Ebola, Zika, Sarı Humma, Batı Nil Humması, tüberküloz, şarbon, brusella, tifo ve son olarak Kovid-19 olmak üzere daha adını sayamadığımız 200’den fazla hayvan kökenli hastalık can kayıplarına, sağlık sorunlarına, sosyal korkuya, küresel ticaretin bozulmasına ve büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır.

Türkiye, coğrafi olarak Asya, Avrupa ve Afrika arasındaki konumundan kaynaklanan hayvan ve insan hareketleri nedeniyle birçok bulaşıcı hastalık için doğal bir köprüdür. Ayrıca coğrafi yapısı ve değişken iklim koşulları nedeniyle Türkiye çeşitli bitki örtüsü yapısına ve hayvan varlığına ev sahipliği yapmaktadır. Dolayısıyla maalesef ülkemiz zaman zaman hayvan kökenli bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasına neden olan sosyal ve çevresel etmenlere karşı savunmasız kalabilmektedir. Bu nedenle sağlık sisteminin; insan sağlığı, hayvan sağlığı, bitki sağlığı, ekosistem sağlığı ve biyolojik çeşitliliği kapsayan bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir.

Bu bağlamda bulaşıcı hastalıkların etkilerinin azaltılmasında en etkili yaklaşım olduğu uluslararası sağlık otoritelerince kabul edilen “Tek Sağlık” yaklaşımının, ülkemizde işlevsel yapılarının/kurumlarının oluşturularak hızlı bir şekilde operasyonel hale getirilmesi büyük önem taşımaktadır.