Kötülük sanki tüm dünyayı kaplamış da gittikçe kalınlaşan bir katman oluşturuyor gibi. Ne de hızlı yayılıyor.

İnsanoğlunun mayasında iyilik de var kötülük de tamam. Tamam da işkence, zulüm, toplu cinayetler aleni ve vahşice işleniyor artık. Güya tekâmül edecekti insanlık.

Savaşlar savaşa benzemiyor. Barış bir umuttan öteye geçemiyor. Kim kimin düşmanı, kim kimin dostu belli değil.

Kara orduları teröristlerden oluşan bir kargaşa. Savaş hukuku hak getire. Harp alanı hep mazlumların, genelde de Müslümanlar’ın yaşadığı coğrafya.

Kâfirleri dost edinmeyin diyor yüce kitabımız. Edinmiyoruz… Allah adına savaştığını iddia eden, çatışmalar esnasında bile cemaatle namaza duran , adıyla , kılığı kıyafetiyle, ibadetiyle  müslim görünümlü ama kâfir adına vekalet savaşı sürdürüp hep mazlum Müslüman kanı akıtan güruhu nereye koyacağız ?

Şii yayılmacılığı kılığıyla geliyorlarüzerimize, kâhFETÖ oluyorlar, bazenDAEŞ olup dikiliyorlar karşımıza, bazen PKK. Hepsi de kâfirlerle sarmaş dolaş dostlar.

Pusulaları şaşırtan kötülük, tarihte hiç bu kadar yaygın olmuş muydu acaba?

Kabz halindeyiz bir süredir. Üzerimizde bir kara katman, gittikçe kalınlaşan.

2016, sankibütün olumsuzlukları yüklenip de gelmiş gibi. Gitmek bilmiyor, bitmek bilmiyor. Baharı bahara benzemez, darbeli yazı kıştan beter.

Neler geçmedi ki, bu da geçer…

vâzedilmiş bir sıkıntıdır içinden geçtiğimiz

yürürüz yolun kaderine adımız yazıldıysa

her gün başka bir çöldeyizdir sanki

her gece bize şeb-i yeldâ

fe inne meal usriyüsra var ama iyi ki

inne meal usriyüsra…