Fiyatlar genel seviyesinde son aylarda çok ciddi bir artış trendi yaşanıyor.

Tabiri caizse iğneden ipliğe her şeye neredeyse her hafta çok ciddi oranlarda zamlar geliyor.

Pandemi süreciyle birlikte dünyadaki üretim miktarının salgın öncesi dönemlerdeki rakamlara inmesine rağmen ürün fiyatlarındaki yükselişleri işin içerisinde olmayanlar anlamlandıramıyor.

Fiyat artışlarıyla birlikte enflasyonda da artışlar yaşanıyor ve gelecek dönemlerde de enflasyon artışlar devam edecek gibi görünüyor.

Maalesef geleceğe yönelik beklentilerde maliyetlerdeki artışın sürmesi dolayısıyla da enflasyon yönlü yukarı gidişin hız kesmeden devamı gibi bir durum gözüküyor.

Buradaki enflasyon artışında ana sebep olarak hammadde, faiz ve emtia fiyatlarındaki artışı görmek gerekirken yan sebep olarak ise salgın vesilesiyle belirsizlik ortamının genişlemesiyle birlikte üretim miktarlarındaki yüksek orandaki düşüşleri görmek gerekir.

Virüsün farklı varyantlarının ortaya çıkmasından sonra hiç kimse önünü rahat bir şekilde görememektedir.

Yayılımla birlikte dünyanın birçok yerinde ağır tedbirlerin uygulanmaya başlaması da geleceğe yönelik karamsarlıkları bir kat daha artırmaktadır.

Böyle bir ortamda şirketlerin üretim yapabilmesi için verimli bir finansman politikası izleme durumları da her geçen gün ortadan kalkmaktadır.

Özellikle kimi bölgelerde salgın vesilesiyle finansman sıkıntısı çeken şirketleri kurtarabilmek adına ortaya konan fonların bir an önce hayata sokulması an itibariyle çok ama çok ciddi bir zorunluluk halini almış konumdadır.

Tüm bu saydığımız sebeplerin hiç ama hiç vakit geçirilmeden uygulanmaya sokulması son derece önemlidir.

Fakat maalesef bu sebeplerle ilgili herhangi bir şey yapılmadığı için sonuçta da üretimin ciddi oranlarda gerilemesi vesilesiyle ürün fiyatlarında yukarı yönlü hareketler yaşanmaktadır.

Emtia fiyatlarının yükselmesi maliyetlerin artmasındaki ana sebeplerden olup bu artışlar devam ettiği sürece de durum maalesef değişmeyecektir.

Bunun yanında hammadde tarafında da fiyat artışları yaşanmakta bundan ötürü de yükseliş devam edecektir.

Son dört aylık zaman diliminde ülkemizde reel sektörün yaşadığı maliyet artışı yaklaşık %60 civarındadır.

Yüksek artış vesilesiyle de önümüzdeki dört aylık periyotta bu oranlara yakın oranlarda maliyet artışı olacağı yönünde piyasalarda oluşmuş bir beklenti söz konusudur.

Bu yüzden de birçok üründe veya hammadde de satış yapmadan elindekileri elden çıkarmama ya da diğer bir ifade ile stokta kalsın mantığıyla hareket edilmektedir.

Maliyetlerin veya fiyatların artmasındaki bir diğer önemli etken ise faiz oranlarının artış göstermesidir.

Aylık bazda %2 seviyelerine yakın faiz oranları finansman maliyetlerini oldukça yukarılara çekmiştir.  

Hal böyle olunca da özellikle faizle mücadele çok önemli bir yer tutuyor ekonomi yönetiminde.

Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde faizlerin yüksek seyretmesi ekonomik yapı içerisinde ki herkesin kanının her geçen gün azalması anlamına geleceği için bir süre sonra kansız kalan bünyenin ayakta durması mümkün olmayacaktır sonucuyla karşılaşılmasına sebep olacaktır.

Reel sektörde işte kur indi fiyatlarda insin diyen kimi insanlar olabilir ama kurun inmesi fiyatların inmesi adına tek başına bir şey ifade edemez.

Bunu böyle bilip fiyatların inemeyeceğini anlatmak ve piyasa içerisinde bulunan herkesin de hesabını buna göre yapması gerekmektedir.