Ziller yine kısık sesle çaldı, çocuklar okul kıyafetlerini giyemeden kısık seslere mahmur bakışlarıyla eşlik ettiler. Öğretmenler meslektaşlarıyla selamlaşamadı okul bahçelerinde ve öğretmenler odalarında. Uzaktan eğitim biz yaklaştıkça uzaklaşıyor. 15 Şubat açıklaması yapıldı fakat biz 15 Şubat'a el uzatmışken 1 Mart'a uzandı okulların açılması.

Zor süreçlerin yılı oldu 2020 yılı. Fakat 2021 de çok pozitif değil insanlara karşı. Kuraklık, depremler, şehit haberleri, pandeminin bir türlü hayatımızdan çıkmaması… Esnafların, işçilerin, çeşitli sektörlerin zor durumda oldukları bir gerçek. Yani koronavirüs, hayatın tüm alanlarında büyük tahribatlar oluşturdu, oluşturmaya devam ediyor.

Tahribatın en uzun süreceği alan eğitim alanı maalesef. Kayıp nesillerin kayıpları her geçen gün artmakta. Uzaktan eğitimle yine gönüllerden ve zihinlerden uzak kalınacak ne yazık ki!

Yüz yüze eğitime ara verileli tam bir yıl oldu. 16 Mart 2020'de zillerin sesi kısılmaya başlamış, çocuklar okullarından ve öğretmenlerinden uzak kalmaya mecbur olmuştu. Milli Eğitim Bakanlığı uzaktan eğitim programlarını haftalık olarak yayınlamakta. EBA TV ilk başlarda çok takip ediliyordu fakat zaman geçtikçe öğrenciler EBA TV'den uzaklaşmaya başladılar.

Bu uzaklaşmada okulların kendi uzaktan eğitim programlarını uygulamaya başlamaları da etkili oldu. Velilerin takibi çok önem arz etmektedir uzaktan eğitimin başarıya ulaşmasında. Öğrenciler, eğitim bakımından bu dönemde ailelerine ve kendi ortamlarına emanet. Fakat öğretim kısmının çok büyük mağduriyetler oluşturmaması için ilgi, destek ve takip üçlüsüne ehemmiyet gösterilmelidir.

Günümüzde bilgiye ulaşmanın türlü yolları var. Dijital çağın öğrencileri farklı platformlardan eksiklerini gidermeye çalışabilir. Ve değişmeyen ihtiyaç kitap okumak. Çocuklarımızın ayda bir kitap okuması üzerinde durulmalı hatta veliler de örnek olmak bakımından ayda bir kitap okumalıdır.

NOT KONUSUNDA EŞİTSİZLİKLER YAŞANMAKTA

  Pandemi süreci, karne sevinçlerini, not heyecanlarını da olumsuz etkiledi. Öğrenciler uzaktan eğitimin müsebbibi değiller. Her sabah okula gitmeyi, arkadaşları ile oyunlar oynamayı, sohbet etmeyi onlar da ister. Fakat bazı okullar sanki yüz yüze eğitim yapılıyormuş gibi çocukları not silahıyla terbiye etmeye çalışıyor. Derse girmeyenlere, gönderilen ödevleri yap(a)mayanlara, derste hocanın sorusuna cevap vermeyenlere kanaat notu olarak düşük notlar verilmektedir.

Bazı okullar ise öğrencilerin süreçten daha fazla zarar görmemesi için kanat notlarını öğrenci lehine tam puan yani 100 olarak girme eğilimi gösterdiler. Bu uygulama farklılığından dolayı bile farklı öğrenci gruplarında mağduriyetler yaşanmaktadır.

Bir eğitimci olarak notun bir silah ve terbiye aracı olarak kullanmanın çoktan geride kalması gerek bir uygulama olduğu kanaatindeyim. Öğretmenlerimizin ve okullarımızın teşvik, sevgi, motivasyon, kişilik, karakter, hayata hazırlama gibi farklı bileşenleri devreye alması notla terbiye etmekten daha etkili olacaktır.

Öğretmenler ne zaman aşılanacaklar?

Okulların açılması gündeme gelince öğretmenlerin aşılanması konusu da konuşulmaya başlandı. Özellikle 1 Mart'ta yüz yüze eğitme başlayacak olan 8 ve 12. Sınıfların derslerine girecek öğretmenlerin bir an önce aşılanması beklenmektedir. Belki de tüm öğretmenlerin aşılanması yüz yüze eğitme geçmeyi hızlandıracak en önemli uygumla olacaktır.