Fransa, İslam karşıtı söylem ve uygulamalarla gündemden düşmeme ısrarını sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Macron’un “İslam ve Müslüman” karşıtı söylemleri, Fransa’nın çoğulcu kültürünü tehdit eden bir noktaya varmak üzere.

Bu açıdan bakıldığında, Fransa Ulusal Meclisi’nin kabul ettiği “İslamcılarla Mücadele Yasası”nın konu, kapsam ve ölçülülük bakımından Fransa’yı yönetilemez zor bir sürecin içine çekeceği çok açıktır. Bir defa bu yasa, varoluşu itibariyle insan haklarına ve evrensel değerlere aykırıdır.

Fransa’da yaşayan Müslümanlar üzerinde, özel hayattan kamusal alana kadar uzanan geniş yelpazede kontrol ve baskı kurmayı öngören böylesi çağdışı bir uygulama, Avrupa Birliği’nin norm ve ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır. Her şeyden önce söz konusu yasa tasarısı muhteviyatı itibariyle İslamofobiyi yasal bir hale getirmektedir.   

İşin komik tarafı ise ilgili yasa tasarının adının, “Cumhuriyet İlkelerine Saygıyı Güçlendiren Yasa Tasarısı” olmasıdır. Aklıselim hiç kimse Ortaçağ engizisyonlarını anımsatan, insan onurunu zedeleyen bu yasanın Cumhuriyet ilkeleriyle örtüştüğünü ileri süremez. Zira Müslümanlara yönelik bariz bir ötekileştirmeye ve ayrımcılığa yasal bir zemin hazırlanmaktadır.

Tüm dünyayı tehdit eden uluslararası terörizmle mücadelede devletlerin bazı yasal önlemler alması gayet makul bir yaklaşımdır. Ancak bu yasalar toplumu terörize edecek veyahut terörle hiçbir bağlantısı olmayan kişileri baskı altına alacak bir hüviyette olmamalıdır.

Kabul edilen tasarı içerisinde yer alan muğlak ifadeler ile terörün yegâne kaynağı olarak Müslümanların işaret edilmesi, ileride cadı avına yol açabilecek türden olaylara kapı aralayabilir. Bu bakımdan ilgili tasarının Müslümanlara yönelik antisemitizme benzeyen trajik hadiselere zemin sunma ihtimali çok yüksektir. Bu, oldukça tehlikeli bir oyundur.

Tasarıda temel mantık hatası, terörizmle ile İslam arasında kurulan bağla başlamaktadır. Terörü herhangi bir dine, etnik gruba veya millete mal etmek veya indirgemek doğru bir yaklaşım değildir. Günümüzde bunu ispatlayacak birçok somut olaya rastlamak mümkündür.

Terörle mücadelede temel kural teröristle mücadele olmalıdır. Öyle ki terörizm karmaşık bir meseledir. Manipülasyona oldukça elverişlidir. Hedef saptırma kuvveti ziyadesiyle yüksektir. Ancak bu gerçekliğe rağmen Fransa Ulusal Meclisi’nde kabul edilen yasa tasarısı, önyargılarla dolu, peşin hükümlü ve suçlunun kim olduğunu tespit eden bir nitelik arz etmektedir.

Oysa Fransa, Aziz Bartalmay Yortusu Kıyımı’ndan antisemitik uygulamalara kadar yaptığı büyük yanlışlardan ders çıkarmış ülkedir. Fakat bu yasa tasarısı Fransa’yı yeni bir halüsinasyonun içerisine sürüklemek üzeredir. Umulur ki Fransa bu yanlıştan kısa sürede döner ve tasarının kusurlu, muğlak, önyargılı ve tehlikeli maddelerini ortadan kaldırır.