1921 tarihli Teşkilât-ı Esasîye Kanunu’nda 1928’de yapılan değişiklikle Anayasa’nın 2 maddesinde yer alan “ Türkiye Devleti’nin dini İslâm’dır” hükmü çıkartıldı.

Anayasa tartışmaları Başkan Erdoğan’ın gong vuruşuyla başlamışken acaba yeni anayasaya bu hükmü tekrar koymak mümkün olabilecek midir?

Yoksa Başkan Erdoğan’ı 15 Temmuz’da olduğu gibi ölümüne destekleyen Müslümanlar, 1982 Anayasasında 39 yıl içinde yapılan 19 değişiklikte akla gelmeyen ezeli ve ebedi haklarını geri alabilmek için bir yüz sene daha beklemek zorunda mı bırakılacaktır?

Yeni anayasada, Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi arasındaki uyumsuzluğun giderilmesinden başka; eski sistemdeki bazı uygulamaların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine uyumu, Cumhurbaşkanının TBMM’ye yasa teklifi hazırlayıp sunabilmesi, Meclis’in denetim yetkisinin arttırılması, dışarıdan atanan bakanların Meclis komisyonlarına katılabilmeleri, Anayasa Mahkemesi, yüksek yargı ve yargının bağımsızlığı- nın güvence altına alınması ve yabancıların yerleşim meselesi gibi değişiklikler yapılacak.

Görünen o ki ‘millet iradesi ile yapılmış ilk anayasa olacak’ iddiasıyla gündeme getirilen Yeni Anayasa’ya milletin dini yine giremeyecek.

Başkan’ın son konuşmalarında vurgu yaptığı reformlar, Avrupa Birliği’ne göz kırpmaktan ibaretse, bu reformlar her zaman yapılagelmekteydi; 2004 yapılan değişiklik bakın aynen şöyle;

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun;

MADDE 7 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90’ıncı maddesinin son fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir;

“Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır”

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündeyse ne gerek vardır bu tartışmalara, referandumlara, sandalye hesaplarına…

Değil mi?

Cumhur İttifakı’nın Meclis’te BBP ile birlikte 337 milletvekili var.

Anayasa değişikliğinin kabulü için 400 oy, referandum için en az 360 oy gerekiyor.

Her anayasa tartışması ‘bir uzlaşı-uzlaşma anayasası’ olması gerektiği vurgusu yapılarak başlatılıyor.

Hâkimiyet Milletin ise, anayasayı hâkim millet, millet-i hâkime yani Müslümanlar yapar…

Meclis’te AK Parti birinci, CHP ikinci, HDP de üçüncü parti konumunda… Bir uzlaşma yapılacaksa bu önce CHP ile sonra da HDP ile olmak zorunda… Bu da demek oluyor ki, büyük çoğunluğun beklediği İdam hükmü de anayasa maddeleri arasında yer alamayacak. Meclis’te yeni anayasa için bir uzlaşma – uzlaşı zemini çok yüksek bir ihtimalle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi veyahut İnsan Hakları Evren Beyannamesi esas alınarak sağlanabilecek.

Bakın buraya yazıyorum;

‘Viran olası hanede Avrupa Birliği var…’ denilerek, gâvurların, tecavüzcülerin, çocuk katillerinin ve terör destekçilerinin haklarına gösterilecek hassasiyet mutlak çoğunluk olan Müslümanların hak ve talepleri için gösterilemeyecek.