Çocuk nedir desek, herkesin söyleyeceği bir şeyler vardır elbette. Meramımızı anlatmaya çalışırken, lafı uzatıp, dallandırıp budaklandırmak, edebi cümleler kurmak, övmek, her zaman beklenen faydayı vermeyebilir. Bazı alanlarda net olmak gerekir. Mesela çocuk konusunda… Öyleyse biz de lafı uzatmadan söyleyelim.

“18 yaşın altındaki her birey çocuktur.” Hem de;

Amasız, fakatsız, lakinsiz, çocuktur. Kimden olursa ve kimden doğarsa doğsun çocuktur. Rengi ne olursa uzatmayalım işte çocuktur.

Sandalyede ayağı yere değse de, boyu senin boyunu geçse de, serpilse de çocuktur. Sakın dokunma…

Hata yapsa da, suça sürüklense de çocuktur.

Şimdi durup dururken bunları neden söylediğimi merak edebilirsiniz. Öyle ya çocuğun ne olduğunu zaten hepimiz biliyoruz öyle değil mi?

Belki de biliyoruz. Ama bilmek yeterli değil. Çocuğu görmek ve farkında olmak gerek.

Öncelikle çocuğun bir birey olduğunu görmek gerek. Bütün bireyler gibi, çocuklar da hata yapabilir. Evvela çocuğun yaptığı hata da kendi payımızı sorgulamak ve ona güzel olanı göstermek ve belki de ona kötü örnek olduğumuz için kendimiz güzel olanı görmeliyiz.

İlk yaptığı hatada “sorunlu çocuk” sonraki hatalarında “baş belası” demek değildir çocuğu görmek.

Biraz sepildi diye, “aman gözü dışarı kaymasın” deyip evlendirmek değildir çocuğu görmek.

İdeolojik ve siyasi amaçlarla bir propaganda malzemesi yapmak değildir çocuğu görmek.

Çocuğu görmek, sırf kendi ideallerimizi gerçekleştirmek ve aslında çoğunlukla egolarımızı tatmin etmek için, bir yarış atı muamelesi yapıp, akademik başarısı için koşturmak da değildir.

Akademik başarıları ile övündüğünüz çocuklarınızın bir konuda sizinle aynı şekilde düşünmeyip, fikrini söylemeye kalktığında “sen bilmezsin” demek hiç değildir.

“Çocukları elbette çok seviyoruz, ama” deyip, o çok kıymetli arabalarınıza top değmesin diye oyun oynama haklarını ellerinden almak da değildir çocukları görmek…

Bu liste o kadar uzun ki, bunun üzerinde düşünmek gerekir.

Sonra farkında olmak gerekir. Ne yaptığımızın ve neden yaptığımızın. Bu kısım herkesi ilgilendirmekle birlikte özellikle profesyonel olarak ya da gönüllü olarak çocuk alanında çalışan insanlar için sanırım biraz daha önemli. Çünkü bu kesim daha kırılgan gruptaki çocuklarla temas halinde.

Mesela kolluğun, sadece, çocuklara, kelepçe takma yasağına dair yasa hükmünü bilmekle kalmaması, neden kelepçe yasağı olduğunun farkında olması gerekir.

Avukatın, görevlendirildiği vakada çocukla neden çocuğa özel iletişim tekniklerini öğrenmesi ve kullanması gerektiğinin farkında olması gerekir.

Hepimizin, “Çocuğun mahremiyeti, masumiyeti, üstün yararı nedir neden vardır?” bunların farkında olmamız gerekir. Kısacası, çocuk söz konusu olunca profesyonel olarak hizmet verdiğimiz alanlarda, yasa metinlerini ezberlemek yerine, nedenlerini anlayıp, çocuğun farkına varmak gerekir.

Malumunuz olduğu üzere, geçtiğimiz günlerde “insan hakları eylem planı” açıklandı ve 2 yıllık bir süre içerisinde hayata geçirileceği açıklandı. Gelin hep birlikte, sadece kanun metni oluşturmakla kalmayalım.

Artık çocuk nedir bilelim, görelim ve farkında olalım…