Başkent Trablus’u işgal ederek Libya’da diktatörlüğünü ilan etme hayalleri suya düşen Halife Hafter’e bağlı güçler Türk bayraklı gemilerin Bingazi Limanı’nı kullanmalarına izin verdi.

Haberin Arap medyasında yayınlanmasının ardından bana ulaşan bilgiye göre izni veren aslında Hafter değil.

Doğudaki sivil yönetimden gelen talep ve baskı üzerine Hafter’e bağlı güçler böyle bir karar almak zorunda kalmış.

Türk bayraklı gemilerin Bingazi Limanı’na girişlerine izin veren kim olursa olsun bu Hafter için “yenilginin itirafı” anlamına geliyor.

Çünkü emekli general kısa süre öncesine kadar Libya’nın doğusuna yaklaşmaları halinde Türk gemilerini vuracağını söylüyor, tehditler savuruyordu.

Karar, birilerinin iddia ettiği gibi Türkiye’nin Hafter’i tanıması anlamına da gelmiyor.

Türk bayraklı gemilerin Bingazi Limanı’nı kullanmalarını Hafter’den talep eden Ankara olsaydı bu iddia geçerli olabilirdi.

Fakat öyle bir şey söz konusu değil.

Libya’da Abdülhamid ed-Dibeybe başkanlığında Ulusal Birlik Hükümeti’nin kurulmasının ve yeni hükümetin güvenoyu almasının ardından Hafter’in etkinliği kontrolü altında tuttuğu doğuda da azalmaya başladı.

Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne darbe girişimleri başarısız olan Hafter doğuya çekilerek Rusların desteğiyle bugüne kadar varlığını sürdürdü.

Bununla birlikte emekli generalin her geçen gün denklem dışına itildiği görülüyor.

Geçmişte kendisine destek veren kabile liderlerinden bir kısmı geçenlerde toplanarak Hafter’e bağlı güçlerin Bingazi’yi terk etmesi çağrısında bulundu.

Bugüne kadar Hafter’e cömertçe silah ve para desteğinde bulunan Birleşik Arap Emirlikleri ( BAE) gibi ülkelerin aynı desteği sürdürmeleri de pek mümkün değil.

Çünkü artık Libya’da uluslararası toplumun öncülüğünde kurulan, ülkenin doğusunu ve batısını temsil eden milletvekillerinden güvenoyu alan, tüm dünyanın meşruiyetini tanıdığı bir hükümet var.

Hafter’e destek veren ülkeler emekli generalin meşruiyetini Akile Salih başkanlığındaki Tobruk Parlamentosu’ndan aldığını öne sürüyorlardı.

O parlamento da artık Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığındaki hükümetin yanında.

Hafter, etkinliğini büyük ölçüde kaybetse de henüz pes etmiş değil.

Kendisi ve daha çok da ailesinin Libya’daki geleceği için ülke yönetiminde önemli bir yer edinme mücadelesini devam ettiriyor.

Üyesi olduğu Fircan kabilesinin önde gelen isimleri “Hafter’den vazgeçmeyiz” derken, emekli generale bağı güçlerle birlikte savaşan Medhali Selefiler de Hafter’in kendileri için kırmızı çizgi olduğunu söyleyerek demokrasinin Libya’ya göre olmadığı ve Arapların ancak sopayla, yani diktatörlükle hizaya getirilebileceği yönünde propaganda yapıyor.  

Doğudaki kabile liderlerinin birçoğu silah tehdidi altında mecbur kaldığı ya da emekli generalin darbe yaparak iktidarı ele geçirebileceğini zannettiği için menfaat beklentisiyle Hafter’i desteklemişti.

 Şimdi onlardan bazıları “Cephede biz savaştık fakat makamları Fircan kabilesi üyeleri kaptı” diye isyan ediyor.

Türk bayraklı gemilerin Bingazi Limanı’nı kullanacak olmaları yeterli değil.

Bingazi Başkonsolosluğu bir an önce yeniden açılmalı ve Libya’nın doğusuyla da batısı kadar güçlü ilişkiler kurmalıyız.