Şehvetini amaç haline getiren, merhametin yerine egoizmi, insanların dertleriyle dertlenmenin yerine nefsinin heva ve hevesini koyar.
Nefsinin heva ve hevesine kapılanlar için, İmam-ı Gazali Hazretleri’nin şöyle diyor: “Nefsi baskın kişileri şeytan gurur ipinde sallandırır...”
Gurur ise felakettir, kelime anlamı aldanmak olan bu ruh hastalığı kronikleştikçe insanı kibre götürür, kibir “Ben senden üstünüm” duygusudur… Kibir “Sen de kim oluyorsun” duygusudur… Kibir öyle bir elbise ki giyeni insanların gözünde maymuna çevirir...
Kibir gerçeklere meydan okumaktır, Kibir, Allah’a (cc) meydan okumaktır… Kibir “Ben senin diğer yarattıklarından üstünüm” iddiasıdır...

Allah (cc) kibir sahiplerini ayetleri ile tehdit ediyor: “Kibirli kimseleri ayetlerimden yüz çevirteceğim.” 7:46 “İçinde ebedi kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Kibirlenenlerin gideceği yerdir o, ne çirkin yerdir…” 40:76

Üstte ilk andığım ayetin gerçekleştiğine defalarca şahit oldum, çevresinde kibirli olarak bilinen ama görünüşte dini bütün insanların, hayatlarının son dönemlerinde İslam’a sırt çevirdiklerine namazdan niyazdan vazgeçtiklerine defalarca şahit oldum.
Allah (cc), onun kibriyasına göz dikenlere istikameti nasip etmiyor.

İşte güzel kardeşim, önce bana sonra da sana diyorum:
Nefsinin heva ve hevesine boyun eğersen eğer, bu seni egoizme, egoizm seni gurura, gurur seni kibre, kibrin ise küfre götürür...
Müslüman idareciyi ve siyasetçiyi tehdit eden en büyük tehlike kendi şehvetidir.
Nefsimizi terbiye etmek zorundayız… Eğer verimli olmak istiyorsak, eğer gerçekten bu Millet-i Necibeye hizmet etmek istiyorsak, eğer gerçekten yeniden Âlem-i İslam’ın hadimi olacak Büyük Türkiye idealine bir katkıda bulunmak istiyorsak, eğer gerçekten dünyayı düzeltmek istiyorsak ilk önce nefsimizden başlayacağız!..

Ne diyor Âşık Yunus : “Cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen.” vesselam...