Son zamanlarda Türkiye ve dünya kamuoyunda adından sıkça söz ettiren Donbas, Ukrayna’nın doğusunda yer alan bir bölgedir. Ukrayna nüfusunun % 10’unun yaşadığı bu bölge Lugansk ve Donetsk oblastlarından (vilayet) oluşmaktadır.

Güçlü ve yayılmacı dış politikaya sahip olan Rusya’nın hemen yanı başında olmanın bahtsızlığını yaşayan Ukrayna’nın 2014 yılından beri en önemli sorunu Donbas’ı kaybetme endişesidir. Zira Ukrayna’nın özerk bir bölgesi olan Kırım’ın, 18 Mart 2014’te Rusya tarafından ilhakından sonra, Donbas bölgesindeki ayrılıkçılar da harekete geçtiler.

Kırım’ın ilhakından bir ay sonra, 6 Nisan 2014’te Novorossiya Federal Devleti adını alan Donbas bölgesi, Ukrayna’dan ayrıldığını duyurdu. Ukrayna ordusu, Rusya’nın tam desteğini alan ayrılıkçılarla bu tarihten beri savaşmaktadır. Görünürde Ukrayna ordusunun karşısında Donbas bölgesi ayrılıkçıları vardır ama arka planda savaştıkları güç Rusya’dır. Bölgedeki resme daha da uzaktan bakıldığında Ukrayna’nın arkasında ABD ve batı dünyası yer alırken, karşı tarafta da Rusya bulunmaktadır.

Rusya’nın Kırım’ı topraklarına katmasından sonra, doğuda Donbas’a yönelmesi elbette dünyanın dikkatlerini buraya yöneltmiştir. Peki, Donbas bölgesinin önemi nedir?

Donbas’ta zengin kömür yatakları bulunmaktadır. Rusya açısından ise geçmiş dönemde sanayinin boy gösterdiği tarihsel anlamı olan bir bölgedir. Meseleye sadece Donbas zaviyesinden bakılırsa, söz konusu bölge üzeninde yoğunlaşan mücadelenin anlamını kavramak yetmez. Kırım’ın ilhakından sonra doğudaki Donbas’ın zayıf alan olarak öne çıkması, Rusya’nın topyekûn Ukrayna üzerinde bazı planlara sahip olduğunu göstermektedir. Rusya, ülke güvenliğinin mevcut sınırlardan değil Karadeniz’e dayanan ve tarihsel olarak da kendisi için stratejik bir alan olan Ukrayna’dan başladığını düşünmektedir. Elbette bu düşüncesinde de haklıdır.

Zira, Rusya’yı çevrelemek isteyen ABD ve batılı ülkeler, doğrudan onunla mücadele etmek yerine Kafkasya’dan Doğu Avrupa’ya kadar, güneyde Ukrayna da dâhil olmak üzere Rus devleti etrafında nüfuz kurmaya çalışmaktadırlar. Bu kapsamda, 2004 yılından itibaren Kazakistan’dan Ermenistan ve Gürcistan’a, Belarus’tan, Letonya ve Estonya’ya kadar olan ülkelerdeki iktidar kavgalarına ve dış ilgilere bakıldığında bu mücadelenin izlerini görmek mümkündür. Bu çerçevede Donbas meselesine bakıldığında Rusya, kendinden uzaklaşan, ABD ve batılı ülkelerin nüfuz alanı oluşturduğu bir Ukrayna’ya tahammülü yoktur. 16. yüzyıldan itibaren Rus yayılmasının doğuya doğru akışına dikkat edilirse, Ukrayna’nın Rusya için ne kadar önemli bir alan olduğu görülecektir. Bu nedenle Kırım ve Donbas özelinden biraz daha genel yaklaşımla Rusya, Ukrayna’nın gerekirse kendisinin bir parçası, bu gerçekleşmese de kapısına her daim muhtaç olan, yanından ayrılmayan bir yapıda olmasını istemektedir.

Rusya’nın ilhak ettiği Kırım, Osmanlı devletine bağlı Tatarların vatanıdır. Donbas da Rusya ve Osmanlı devleti arasında her zaman sorun olan Don Kazakları’nın olduğu bölgedir. Rusya, 18. yüzyıl sonuna kadar Kırım’dan Gürcistan’a kadar Hristiyan Kazakların memleketi olan Ukrayna’yı denetim altına aldıktan sonra ancak Moskova’da kendisini güven altında görmeye başlamıştır. Yine, Donbas’tan Kiev’e kadar Ukrayna topraklarını denetim altına aldıktan sonra ancak Azak denizinde ve daha sonra da Karadeniz’de söz sahibi olmuştur.

Tüm bu tarihi arka plana ve gelişmelere bakıldığında Rusya, Donbas’ı da ilhak edebilir mi? Ukrayna’dan zaten fiilen ayrılmış olan Donbas, henüz tanınmasa da kendini bağımsız bir devlet olarak görmektedir. Yani Rusya’ya ilhakın ara yolundadır. Bu süreç Kırım’ın 2014 yılında Rusya tarafından ilhakını andırmaktadır. Uluslararası konjonktür uygun olduğunda bu akıbet gerçekleşebilir.

Kırım ve Donbas’ta nükseden ateş önümüzdeki günlerde tüm Karadeniz’i sarabilir.