Olumlu şeyleri görmezden gelip sadece olumsuz şeyleri eleştiren insanlar kimseye samimi gelmez, bu kimseler dürüst de değildirler aynı zamanda.

Bunlar moda deyimle trol gibidirler.

Trollerden tek farkları;

Bunlar sadece yanlışa yanlış der.

Doğruya doğru diyecek omurga yok bunlarda...

Bir de bunlarda bir özellik daha var, dostunun doğrusuna doğru demezler hem, hem de dostunun yanlışına yanlış diyen düşmanını da alkışlar bunlar.

Dostunu eleştiren düşmanını işaret ederek; ne kadar doğru söyledi der. Doğruya sadece o zaman destek verir.

Dostunun doğrusu da, başarısı da canını sıkar bunların.

Etrafınıza bakın, bunlardan epeyce görürsünüz.

Bunlar bir de sinsidir.

Açık etmezler kendilerini.

Mahalle baskısından korkarlar.

Karşıya geçmek isterler belki ama kimisinin de kaybetmekten korktuğu bir koltuğu vardır.

Kaybedecek bir şeyi (makamı, itibarı vs.) kalmayınca da direkt karşıya geçiverirler…

Bunlar, her on yılda sadece bir-iki olumlu şeyi desteklemişlerdir.

Onları da desteklemeyen hiç kimse kalmamış iyot gibi ortada kalmaktan çekindikleri için desteklemişlerdir.

Bunları adil olmaktan alıkoyan şeylerin ne olduğunu henüz bilen yok. Ama kendilerinin adalet beklentisi hayli yüksek.

Münafık da değil bunlar yani inanç konusunda gayet imanlı duruyorlar.

Toplumda son zamanlarda hayli artan bu tiplerin artmasına sebep olan etken nedir acaba?

Doğruya doğru demenin nesi yanlış olabilir ki bunlar doğru diyemiyor yığınlarca doğruya?

Neden sadece yanlışlar ilgisini çeker bu arkadaşların?

Hem de etrafındaki insanlara bağıra çağıra duyurmak isterler o yanlışları?

''Zerre kadar iyiliğin de, zerre kadar kötülüğün de hesabı sorulacak.'' buyruğundan habersiz olamazlar.

Olamazlar, çünkü bir yanlış gördüklerinde ayet, hadis, atasözü, deyim, din âlimlerinden alıntılar, o da yetmedi Yunan filozoflarının sözlerine kadar her türlü kanıta başvuruyorlar tezlerini desteklemek için...

Yanlışa yanlış denecek yeri de bilmiyor olamazlar. Uluorta desinler ki alkış alsınlar etraftan…

Dostlar, dost satarken görsün, dost pazarında…

Sonra ne oluyor biliyor musunuz? Bu arkadaşlar sürekli yanlışları dile getirip de durumdan vazife çıkarıp da sözüm ona Doğrucu Davut kesildiklerinde maalesef…

Mühür ötekinin eline geçiyor!