Neden İstanbul Kanalı değil de Kanal İstanbul?

Süveyş’teki kanala Süveyş Kanalı, Panama’daki kanala Panama Kanalı diyorken, İstanbul’daki kanala, İstanbul Kanalı değil de neden Kanal İstanbul diyeceğiz?

Türkçe’nin dil bilgisi ve imla kurallarına uygun olmayan bu fikir nerden ve kimden çıktı çok merak ediyorum.

Bu mevzuu hatırlatan yazar Süleyman Kocabaş;

“İstanbul ismi tamamlayan, kanal ismi ise tamamlanandır.

Dil bilgisine göre tamamlayanlar daima başta, tamamlananlar ise daima sonda olurlar.

Bunun için artık bundan böyle ‘İstanbul Kanalı’ kullanılmalıdır” diyor ve ben de katılıyorum;

Bundan sonra Kanal İstanbul yerine İstanbul Kanalı demeliyiz; Kanal Panama demediğimiz gibi…

****

Allah Resulüne dediler ki: “Kâhinin biri ‘Yarın yağmur yağacak sonra da sel olacak’ diyor!..”

Allah Resulü dedi ki: “Bütün kâhinler yalancıdır.”

Yarın yağmur yağıyor ve sel oluyor.

Allah Resulü (sav) evini basan sel sularını dışarı atarken aynı cümleyi tekrarlıyor; “Bütün kâhinler yalancıdır” Sadaka Resulullah…

Bozuk saat gibi günde iki kere doğruyu gösteriyor olsalar dahi yalancıdırlar; kâhinler, büyücüler, falcılar ve medyumlar…

Dün insanlığı doğru yoldan saptırmak için büyüler, tütsüler, okuyup üflemeler, gelecekten haber verme yolları kullanıyorlardı.

Bu gün ise sosyal veyahut a sosyal medya kullanıyor aynı yolları.

Yani, medyum ile medya, kökleri ve anlamları aynı birer sesdeş kelimelerdir, aracı anlamındaki Latince medium kelimesinden gelir.

Dün medyumların yaptığını bugün medya yerine getiriyor…

Sosyal medya esir alıyor, medya süründürüyor…

Yalanı gerçekmiş gibi sürekli, sürekli pompalayarak insanların neye inanacaklarını tayin ediyorlar.

İnsanı, savunma mekanizmasını çökertiyor, şuuru iptal ediyor ve bir virüs gibi ele geçiriyor…

Ve böylece her evde, gece bilgisayar başında, gündüz uykuda ruhsuz bedenler, gözler kan çanağı zombiler…

Velhasıl, medya yalancıdır; öldürmez süründürür…

***

Hem zorlu ve çetin 90 dakika boyunca sahada koşturmaktan, mücadele etmekten ve terlemekten vazgeçmeyen, hem de Ramazan orucunu tutan futbolcuları alınlarından öpüyorum.

Türk futbolcularını sahalarda irticayı hortlatarak gayrı Türk, hazımsız Odatv’ye haber oldukları için ayrıca tebrik ediyorum.

Gazetemize, vicdansız TFF’yi her fırsatta oruç tutan futbolcular konusunda uyardıklarını açıklayan Ümit Karan’ın gayretleri sonuç vermiş ve maç saatleri iftar sonrasına alınmış.

Her yıl kimseye bir şey sormadan ve kimse bir şey demeden Noel ayarlaması yapan vicdansız TFF’nin inadını kırıp müsabakaları iftar sonrasına alınmasında emeği geçenlere de ayrıca tebrik ediyorum.

Biz bu gayretleri en evvel Spor Bakanı’ndan beklerdik.

Bu vicdansız TFF’ye ayar vermek en çok ona çok yakışırdı çünkü…