Ülkemizde zaman zaman yaşanan dolandırıcılık olaylarına karşı yetkililer sık sık uyarılarda bulunuyor. Ancak, tüm tedbirlere rağmen dolandırıcılar her geçen gün farklı yöntemlerle insanları dolandırmaya devam ediyor. Bu tür dolandırıcılık faaliyetleri sonucunda mağdur olan kişilerin birtakım hakları bulunuyor. Mağdur olan vatandaşlar, dolandırıldıklarını öğrendikleri zaman savcılıklara şikâyet yaparak suç duyurusunda bulunabiliyor. Ancak dolandırıcılık suçunun oluşması için de bazı ölçütler aranıyor. Peki nedir bunlar? Gelin hep birlikte dolandırıcılık suçuna bir göz atalım.

Dolandırıcılık suçunun tanımı

Dolandırıcılık suçu, failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatmak suretiyle, mağdurun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya bir başka kimseye yarar sağlaması şeklinde tanımlanabilir.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçu da kanunda şu şekilde tanımlanmış; Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir. Şeklinde basit dolandırıcılık suçu düzenlenmiştir. Ancak bugünlerde, basit dolandırıcılık suçundan çok nitelikli dolandırıcılık suçu merak ediliyor. Peki Nedir bu nitelikli dolandırıcılık?

Nitelikli dolandırıcılık suçu nedir ve nasıl işlenir?

Nitelikli dolandırıcılık suçu ise, aşağıda temel başlıklar halinde sıralanan belirli dini, sosyal, mesleki, teknolojik araçların veya kamu kurumlarının araç olarak kullanılarak işlenmesidir.

Nitelikli dolandırıcılık suçu TCK’nın 158. maddesinde düzenlenmiş ve dolandırıcılık suçunun şu şekillerde işlenmesi halinde verilecek ceza artırılacaktır bunlar: dolandırıcılık suçunun;

a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi,

b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli veya zor şartlardan yararlanmak,

c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak,

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması,

e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,

f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,

g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

h) Ticari faaliyetler sırasında,

i) Serbest meslek sahibinin, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılarak işlenmesi,

j) Banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,

k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,

l) Kişinin, kendisini kamu görevlisi olarak tanıtması suretiyle,

İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Bu suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde ve suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza artırılır. Ancak 159. maddede ise dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikâyet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Şeklinde daha az cezayı gerektiren hal hükmüne yer verilmiştir.

Sonuç olarak, dolandırıcılık suçu, failin hileli davranışlarla bir kimsenin iradesini fesada uğratmak suretiyle (bir kimseyi kandırarak) yarar sağlamasının yanı sıra belirli niteliklerin araç olarak kullanılması suretiyle de işlenebilir. Bu durum nitelikli hal olup, verilecek ceza da artmaktadır.