Thodex yaklaşık 400 bin kişiyi mağdur etmiş.

‘Mağdur etmiş’ hadisenin yumuşatılmış ifadesi…

Mesele bir vurgun, bir dolandırıcılık hikâyesi…

Türkiye’de faaliyet gösteren kripto para borsası Thodex’in sahibi, yaklaşık 400 bin kişiyi, yaklaşık 2 milyar dolar tokatlayarak yurt dışına kaçtı.

2 milyar dolar kaç TL yapıyor; 16 milyar, 441 milyon 600 bin TL.

Türkiye’de kaç tane kripto para borsası var ve bu borsalarda paranın hacmi ne kadar biliyor musunuz?

Türkiye’de irili ufaklı 40 tane yerli kripto para borsası var…

Chainalysis verilerine göre bunların beş günlük işlem hacmi 23 milyar TL…

Yine aynı verilere göre Türkiye’de kripto parayla işlem yapan yerli yatırımcı sayısı 5 milyonu geçmiş…

Memleketin nüfusu abartılı 100 milyon olsun, ülkenin yüzde 5’i kripto sevdalısı...

Son bilgi; Türkiye kripto para hareketinde dünya dördüncüsü…

Bu bilgiler neden?

Memleketin yüzde beşi sanal parayla oynuyor, hiçbir güvencesi olmayan dipsiz bir kuyuya paralarını atıyor…

Bunun nasıl bir açıklaması olabilir, bu nasıl bir ruh halidir, nasıl bir delilik durumudur sosyologlar bunu açıklasın… 

Bu kazanma hırsını nedir, birileri bize açıklasın…

Bu kazanma hırsını, öncelikle ve özellikle ‘millet aç, aç’ diye nara atanlar açıklasın.

Bu pandemi günlerinde millet olarak birlik, berberlik, dayanışma, yardım ve kardeşlik duyguları içerisinde birbirimizi koruyup kollamamız gerekirken sabah akşam kripto vurgunu konuşuyoruz.

Ne hale geldik…

Maske, mesafe, hijyen tamam da, biz bu kazanma hırsımızı ve kazandıklarımızı nasıl temizleyeceğiz.

Bu musibetlerin gelip bize isabet etmesine sebep olan günahlarımızdan, umursamazlığımızdan, vurdumduymazlığımızdan, bencilliğimizden, merhametsizliğimizden nasıl temizleneceğiz?

O kadar kirli ki ruhumuz, o kadar kirlettik ki kendimizi, çevremizi ve dünyamızı, bir virüs gelse şimdi üzerimize atom bombası etkisinde bir felaket yağdırsa, içimizden birisi ‘Bu musibet bana neden tesadüf etti’ diye sorabilir mi?

Dünyanın çivisi öyle bir çıkmış ki, savaştan, bombalardan kaçan insanlar yeni bir kavimler göçünü başlatmış durumda.

Ama biz bunu bu kriptoculara anlatabilir miyiz bilemiyorum;

Zekât sadaka değil borçtur.

Alacaklısı da şu anda evinde soğuktan titreyen, çocuğuna verecek bir ekmek bulamayan ihtiyaç sahibidir.

Bozuk paradan sadaka olmaz.

İnfak içinizi acıtarak verdiğiniz şeydir.

Ruh temizliğimiz ve dünyayı yakan günahlarımızın kefareti için borcumuz olan zekâtı hak sahibine verdikten sonra vicdan temizliğimiz için daha fazla infak yapmak zorundayız.

Kirasını, elektrik ve su faturalarını, bakkala borcunu ödeyemeyen, sayıları bu günlerde daha çok artan ihtiyaç ve hak sahipleri bizleri bekliyor.

Kefaret, günahlarımızın bağışlanması karşılığında Allah’ın koyduğu bedeldir.

Kefaretin bedeli herkesin kendi vicdanıdır.

Ama biz bunu bu kriptoculara anlatabilir miyiz bilemiyorum…