Kıbrıs’ta 1963-1974 arası, Türklerin unutamadığı; Rumların ise hatırlamak istemediği yıllar olarak bilinir. Türkler için her yönüyle zor yıllar. Bir tarafta kimlik, diğer tarafta varlık mücadelesi. Dünyanın kör, sağır ve dilsiz olduğu zamanlar. Kıbrıs’ta olduğu gibi Türkiye’de de acıların katman katman çoğaldığı seneler.

Bugün Türkiye’nin hemen hemen her vilayetinde muhakkak Kıbrıs’a ilişkin bir sokak, cadde, bulvar, okul veyahut bir anıt görmek mümkündür. Türkiye kamuoyu, 1948’den beri Kıbrıs’ta olan bitenleri yakından takip etmeye çalışmış, Kıbrıs Türklerine bu zorlu yıllarda düzenlediği kampanyalarla maddi ve manevi destek olmuştur.

Benzer durum Kıbrıs Türkleri için de geçerli. Onlar da İngiliz idaresine bırakıldıkları 1878’den beri Anavatan’da cereyan eden hadiseleri nefeslerini tutarak takip etmişler; Kurtuluş Savaşı yıllarında aralarında topladıkları paraları Anadolu’ya göndermekten geri durmamışlar. Kısacası Türkiye’nin sevinciyle sevinmişler, acısıyla üzülmüşler.

Türkiye’de Kıbrıs denilince hafızalara kazınmış bazı isimler hemen kendini belli eder. Denktaş, Dr. Küçük, Ecevit, Erbakan ve Cengiz Topel ilk duyacağınız isimler arasında yer alır. İlk dördü coşkuyla dökülürken dillerden, sıra Cengiz Topel’e gelince o coşku bir anda boğuk bir hüzne dönüşür. Kimisi Cengiz Topel’in 50’lerde kimisi 60’larda kimisi de Kıbrıs Barış Harekâtı’nda şehit olduğunu söyler.

Yıllar hafızalarda karışsa da herkes Cengiz Topel’in Kıbrıs’ta uçağının düştüğünü ve sonrasında Rumlar tarafından işkenceyle öldürüldüğünü bilir. Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel Türk Hava Kuvvetleri’nin Kıbrıs’ta verdiği ilk şehittir. Rahmetli Denktaş’ın “Kıbrıs Türkünün Çanakkale’si” dediği Erenköy Savunması’nda Rumları geri püskürtmek amacıyla F-100 uçağıyla 8 Ağustos 1964 tarihinde Eskişehir’den Kıbrıs’a havalanmış ve uçuş esnasında yerden isabet aldığı bir ateş sonucu uçağı düşürülmüştü.

Paraşütle atlayıp kurtulmasına rağmen, Rumlar tarafından esir edilmiş ve ardından yapılan işkenceler sonucu öldürülmüştü. 14 Ağustos 1964 tarihinde Edirnekapı şehitliğine defnedilen Topel’in adına, Türkiye ve Kıbrıs’ta birçok yerde rastlamak mümkün.

Türkiye ve Kıbrıs’ta Cengiz Topel’den sonra, yaygın olarak bilinen “Kıbrıs şehidi”, Şehit Albay Halil İbrahim Karaoğlanoğlu’dur. Harekâtta Kıbrıs’a ilk çıkan 50. Piyade Alayı’nın Komutanı olan Karaoğlanoğlu, 21 Temmuz günü şehit oldu. Mezarı, Girne Karaoğlanoğlu Şehitliği’nde bulunan Karaoğlanoğlu’nun ismi Türkiye ve Kıbrıs’ta birçok semt veya kuruma verildi.

Kıbrıs Harekâtı sırasında şehit olan bir diğer isim Pilot Binbaşı Fehmi Ercan’dır. Harekâtın birinci günü şehit olan ve mezarı Girne Karaoğlanoğlu Şehitliği’nde bulunan Fehim Ercan’ın adı Lefkoşa’daki havalimanına verildi.

Bugün Lefkoşa’daki Ercan Havalimanı’nın adı buradan gelir. Açık söylemek gerekirse, Türkiye ve Kıbrıs’tan birçok kişi seyahatlerinde bu havalimanını kullanmasına rağmen “Ercan” adının nereden geldiğini ne bilir ne de merak eder.

Bugünlerde bu isim daha bilinir hale geldi. Bunun nedeni KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Ercan Havalimanı’na “Dr. Fazıl Küçük”, Geçitkale Havalimanı’na da “Ercan” isminin verileceğini açıklamasıyla ortaya çıkan tartışmalardır.

Hâlbuki buna hiç gerek yok! Dr. Fazıl Küçük’ün hatırasını adada birçok yerde görmek mümkün. Zaten Dr. Küçük’ün tarihi rolü ve önemi tartışılmaz. Böylesine bir değişiklik Dr. Küçük’ün adını yüceltmez, ama Şehit Fehim Ercan’ın ruhunu incitir.

Şayet Dr. Küçük’ün adı yüceltilmek isteniyorsa, o halde davasına, halkına, ülkesine daha fazla sahip çıkılsın. Ona layık bir neslin ve ülkenin inşası için gece gündüz demeden mesai harcansın, tıpkı zamanında Dr. Küçük’ün yaptığı gibi. Eminin ki Dr. Küçük de böyle olmasını isterdi! Umarım bu değişiklik düşüncesinin bir yerlerinde “işgalci subay rahatsızlığı” yoktur!