Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan geçenlerde Trablus'a sürpriz bir ziyarette bulundu.

Ziyaret sırasında gerçekleştirilen görüşmelerde Türkiye’nin kardeş Libya halkına ve meşru hükümetine desteği ile Libya’nın bütünlüğü, egemenliği, bağımsızlığı ve siyasi birliğinin muhafazasına verdiği önem bir kez daha yinelendi.

Çavuşoğlu’nun Libyalı mevkidaşıyla görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında, Libya Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş, ülkedeki yabancı askerler konusunu yeniden gündeme getirdi ve “Libya'nın egemenliğine saygı çerçevesinde, Libya topraklarındaki tüm yabancı güçlerin ve paralı askerlerin varlığının sonlandırılması için de işbirliği çağrısı yapıyoruz” dedi.

Libya Dışişleri Bakanı o açıklamasıyla -bazılarının sandığı gibi- Sudanlı ve Rus paralı askerlerin ülkeden çıkarılması için Türkiye’den yardım istemedi.

Diplomatik bir dille Türkiye’den Libya’daki askerlerini çekmesini talep etti.

Necla el-Menguş, benzer şeyleri daha önce Fransız, Alman ve İtalyan mevkidaşlarıyla düzenlediği basın toplantısında da dile getirmiş, söz konusu açıklamasına Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Diplomasi Müsteşarı Enver Gargaş’tan destek gelmişti.

ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland da el-Menguş’un “Libya’nın egemenliğine saygı duyulması ve yabancı askerlerin ülkeyi terk etmesi çağrısını” güçlü bir şekilde desteklediklerini açıkladı.

Libya Dışişleri Bakanı’nın ülkesindeki Türk askeri varlığıyla ilgili yapmaya başladığı açıklamalar Hafter’in saldırılarına ve katliamlarına maruz kalan Libyalıların tepkisini çekiyor.

Necla el-Menguş, Hafter’in sözcülüğünü yapmakla suçlanıyor.

Libya Müftüsü Sadık el-Giryani, el-Menguş’a tepki göstererek “Uzak yakın herkesin bizi terk ettiği bir anda dost Türkiye yanımızda durdu” dedi ve nankörlüğün kötü bir haslet olduğuna dikkat çekerek Türkiye’nin Libya’ya desteğinin asla unutulmaması gerektiğini ifade etti.

Libya Dışişleri Bakanı’nın “sorumluluk taşıma yeterliliğine sahip olmadığını” ve Türkiye’yle ilgili açıklamalarının “Siyonist projeye hizmet ettiğini” söyleyerek, başta Trablus sakinleri olmak üzere Libyalıları el-Menguş’a karşı çıkmaya davet etti.

Hafter’in ağzıyla konuşan el-Menguş’un kişisel açıklamaları hükümetin ortak görüşü değil.

Örneğin Libya Başbakanı Dibeybe, el-Menguş’un açıklamalarına katılmıyor.

Tek görevi ülkeyi seçimlere götürmek olan mevcut “toparlama” hükümetinin zaten önemli kararlar alma ve anlaşmaları gözden geçirme gibi bir yetkisi yok.

Hafter güçleri henüz teslim olmuş, Sudanlı ve Rus paralı askerler ülkeden çıkmış değil.

Bilakis Trablus’a yönelik tehlike hâlâ devam ediyor.

Hafter izin vermediği için Libya Başbakanı ve hükümet üyeleri Bingazi’yi ziyaret edemiyor.

Böyle bir ortamda Türkiye’yle uğraşmak egemenlik hassasiyetiyle açıklanabilecek bir şey değil.

Kaldı ki Türk askeri orada bir önceki meşru yönetimle yapılan anlaşma gereği bulunuyor.

Anlaşılan o ki, Necla el-Menguş, birkaç aylığına üstlendiği bakanlık görevini fırsat bilerek Türkiye düşmanlığı üzerinden Batı’da prim yapmaya ve kendisine siyasi gelecek sağlamaya çalışıyor.