Siber dünyada gün geçmiyor ki bir olay olmasın... Gün geçmiyor ki siber suçlular yeni bir suç işlememiş olsun.

Bu siber suçluların kimi zaman iş adamı kılığında, kimi zaman da girişimci kılığında da görebiliyoruz tabi o ayrı mesele...

Siber suçluların gezdiği forumlarda tabiri caizse sokaklarda, ülkemizdeki kurumlara yönelik yapılan saldırılara ve bu saldırılar sonucu çalınan verilere rastlayabiliyorsunuz.

***

Sokak olarak nitelediğim bu forumları yine mecazen anlatayım ne durumda olduğumuzu...

Bu sokakların en karanlık köşelerinde bizim verilerimizi satıyorlar.

***

Hangi laboratuvar da ne testi yaptırdığımızdan tutun, eğitim bilgilerimize kadar...

Tabii bunlar iddia olarak da nitelendirebiliriz lakin gerçeklik payı da oldukça yüksek.

***

Örneğin Konya Belediyesi’ne ait verilen satıldığını görüyorsunuz bir köşe başında...

İçerisinde Belediye başkanının mailleri, belediyeye gönderilen mailler, belediye çalışanlarının bilgileri olduğu iddia ediliyor.

***

“Yahu belediye çalışanının bilgilerini bilseler ne olur bilmeseler” diyenler varsa bu verilerle yabancı bir ülkenin Konya ile ilgili her şeye hâkim olabileceğini bilmesinde fayda var.

Yani Konya’ya yabancı bir ajanın geldiğini ve Konyalılar ile ilgili bilgiler topladığını düşünün... Tamamen aynı durum...

***

Ben hâlâ Yemeksepeti’nin sahiplerinin ciddi bir soruşturma geçirmesini beklerken pek umduğum bir araştırmayı açıkçası göremedim.

Her zaman söylediğim bir söz var; veri güvenliğini yüksek önemde tutan ülkeler, sermayenin başkenti olacak.

***

Hayatta kendimizi en güvenli hissedeceğimiz alanlar rahat rahat yazışabileceğimiz, konuşabileceğimiz, güvenli hissedeceğimiz bir dijital ortam.

Bu ihtiyaç ve öncelik seneler geçtikçe daha da fazla hissedilen bir ihtiyaç olacak.

***

Ön görüme güveniyorum... O yüzden değişen dünya kurallarında bu fırsatı kaçırmamalıyız.

Veri çalana, çaldırana, çalma teşebbüsünde ve çalma planında olan herkesi ciddi yaptırımlara maruz bırakmak önemli önceliğimiz olmalı.

UMUDUMUZ YAZ

Türkiye’de aşılama oranı gittikçe artarken yazın ortalarında toplumun %60’ının aşılanabileceği konuşuluyor.

Çok ciddi bir rakam. Hele ki dünya aşı kıtlığı çekerken bizim her türlü ihtimali değerlendirip üzerine yerli aşı konusunda yoğun çalışmalar yapmamız yaz aylarına olan umudumuzu kuvvetlendiriyor.

***

Özlenen sokaklarda... Özlenen insanlarla... Eskisi gibi şen muhabbetlerde buluşabilecek olmanın hayali gerçekten sabırsızlandırıyor.

Lakin virüs bir gün gitse de psikolojik olarak kalıcı hasarlar bırakacağı da aşikâr...

***

Bu konuda da yerli aşı seferberliğine verilen önem kadar önem verilmesi de elzem bir durum.

Çünkü psikolojik olarak etkilenen insanların sayısının çoğalması toplumun sosyolojik yapısını da değiştirebilir. Ve bu durum genellik negatif yönde seyredebilir.

***

Eminim bu konularda çalışmalar başlamıştır lakin biraz hızlı hayata geçirilmesi önemli...