CHP zihniyetinin, özellikle Kılıçdaroğlu ile evrilmeye başlayan ve İBB Başkanıyla da çok farklı bir ivme kazanan son dönem hikâyesini en net anlatabilmenin yolu, kanaatimce aralarında mukayese kurmaya çalışacağım Lir ve Guguk kuşları olacak…

CHP zihniyetinin geldiği noktayı neden bu iki kuşun yaşamı üzerinden anlatmaya çalıştığımı, en somut haliyle göstermeye çalışayım…

Lir kuşunun CHP ile olan alakasını 4 Ekim 2019’da yazmıştım aslında…

Ak Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, “CHP guguk siyaseti yapıyor” deyince, zihnim beni o yazıya götürdü ve bu vesileyle hikâyeleri birleştirmenin iyi olacağını düşündüm…

Lir kuşu, onlarca sesi taklit edebilir; öyle ki artık kendi doğal sesini hatırlayamaz noktaya varacak kadar…

CHP’de tıpkı lir kuşu gibi kendi sesini kaybetmiş bir taklitçi konumuna ulaşmıştır; birbirine benzemez, taban tabana zıt hatta marjinal unsurları bile bir arada tutma gayretiyle her gün, ittifakın başka bir bileşeninin sesiyle arzı endam etmektedir çünkü…

İttifakın büyük parçasını oluşturduğu için kendine “vazife” edindiği ve birbirini zora sokan seslerin, CHP’ye ciddi bir faturası oluyor/olacak; bugünden de bu fatura, ayrılan ve ana damarı temsil edenlerle ödenmeye başlamıştır…

CHP’nin kimin ağzıyla konuştuğunu, kavramların taşıdığı renklerden çıkarabilsek de, hangisini benimsediğini ve hangisinde samimi olduğunu anlamak oldukça zor hale gelmiştir…

CHP’den bir gün PKK destekli HDP’yi memnun eden sesler duyarken ertesi gün milliyetçi tabana dayanmaya çalışan İYİ Parti’ye dönük sesler duymanın, beyinlerdeki sarsıcılığına anlam aramaya çalışmanın anlamsızlığını, lir kuşu ile çözümleyebildiğimi düşündüm hep…

Bu, lir kuşuna bir haksızlık belki; biri kulakların pasını silmek adına sesinden vaz geçerken, diğeri bir ülkenin geleceği adına kulakları paslandırıyor…

Ve lir kuşu, CHP’nin kaybolan “siyasi dil”ini metaforize ediyor…

Guguk kuşu ise CHP’nin hiçbir zahmete katlanmadan “hizmete çökme” anlayışı için muhteşem bir metafor olarak karşımıza çıkıyor…

Guguk kuşu yuva yapmaz ve kendi yavrularını beslemez, büyütmez; ama nesli de devam etmek zorundadır…

Peki, neslini nasıl devam ettirir?

İşte guguk kuşunun, özellikle CHP’li İBB Başkanı sayesinde tanıştığımız bu, “hizmete çökme anlayışına örnek oluşturma biçimi bura da gizli…

Guguk kuşu, yumurtasını sinsice başka kuşların yumurtalarının yanı bırakır ve hiçbir zahmet çekmeden o yavrular başka bir kuş tarafında yumurtadan çıkarılır, beslenir ve yuvadan uçurulur…

Hatta çok cazgır olan guguk yavruları, yuvasına bırakıldıkları kuşun kendi yavrularının rızkını bile yiyerek büyür; bütün çaba, yesin ve yeter ki sussun diyedir…

İBB Belediye başkanının, Ak Parti döneminde yapılmış hizmetlere çökme anlayışını bundan daha açık bir şekilde anlatabilecek bir örnek şahsen hatırlamıyorum…

Yapılmışları sadece boyayıp yeni yapılmış gibi açmak, açılmışları ikinci defa açmak şeklinde devam eden bu silsile, gerçekten de bir “Guguk Siyaseti” değil de nedir?

Dil ehli bir araya gelse CHP’nin ahvalini bu iki kuştan daha iyi anlatabilir mi?