İnsanoğlu diğer canlılardan farklı olarak anne ve babaya daha uzun süre hatta ömür boyu ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle anne ve babalık son derece zor bir görevdir, maddi boyutu en son planda olan bir mesuliyettir. Bu çağda sorumlu bir anne ve baban çocuğunu düşünmekle yoğun vakit geçirmeli, onun gelişiminde hata yapmamalı ve dış dünyadaki itikadî ve ahlaki erozyonlara karşı çocuğunu güçlendirmelidir.

Ebeveynler olarak çocuklarımızın kendilerine yönelik algılarında ve benlik gelişimlerinde belirleyici bir rol oynamaktayız. Özellikle bebeklik ve çocukluk yıllarında yapılan yüklemeler, eylemler ve söylemlerin etkileri yetişkinlik yıllarında geri döndürülemez bazı problemlerin yaşanmasında etkilidir. Çocuklarımızın hataları ve yanlışları olabilir ancak biz anne babalar olarak bu hatalı davranışlar ile onların kişilikleri arasına sınır çizmeyi bilmeliyiz. Hatalı davranışları onların benliklerine yüklemek yerine davranışın kendisine vurgu yapmalıyız. Olumsuz bir davranış sergilediklerinde “sen ne kadar kötü bir çocuksun” demek yerine “bu yaptığın davranış hiç hoş değil” demeli böylece iyi olmayan şeyin çocuğumuzun kendisi değil davranış olduğunu ona hissettirmeliyiz.

İnsan hayatında küçük bir olumlu değişim bazı durumlarda yaşamın akışını tümüyle değiştirebilirken bize çok basit görünen küçük bir davranış çocuklarımızın yaşamında ciddi sarsıntılara yol açabilir. Bu nedenle ebeveynler olarak, sözcüklerimizin ve davranışlarımızın çocuklarımız üzerindeki olası etkilerine yönelik farkındalık geliştirmeliyiz. Bu noktada anne babalık eğitimleri, gelişim psikolojisi ve sağlıklı iletişim modelleri gibi konularda bilgi eksikliklerimizi tamamlamalıyız.

Anne baba çocuk iletişiminde tek bir yöntemden söz etmek mümkün değildir. Her birey diğerinden farklıdır. Bu nedenle ebeveyn tutumları da farklılık göstermektedir. Ebeveynler olarak bizler bazen sert bir tutum sergileyerek aile içinde hakimiyet kurmaya ve otoritemizi bu yolla perçinlemeye çalışıyor olabiliriz. Bazı durumlarda ise çocuklarımıza yönelik korumacı ve ileri durumlarda kendi başlarına özerk davranmalarını önlemeye yönelik tutumlar sergileyebiliriz. Bazen yoğunluğumuz o kadar fazla olabilir ki evde ne olup bittiğinin farkında bile olamayarak ilgisiz ve kayıtsız bir tavır ortaya koyabiliriz. Anne babalar bazen son derece titiz ve mükemmeliyetçi bir davranış örüntüsü ortaya koyarak çocuklarının da ileride takıntılı davranışlar ve düşünceler geliştirmesine yol açabilir.

Ebeveynler bir orkestra şefi gibi çocuklarına yönelik davranışlarında son derece dikkatli ve özenli bir süreç izlemelidir. Önemli olan çocuklarının sağlıklı bir gelişim
sergilemelerine yardımcı olmaktır. Bazen ebeveynler tüm çocukları için aynı davranış örüntüsünü ve ebeveyn tutumlarını sergilemek zorunda hissetmektedir. Doğru olan çocuğun karakterine ve kişisel özelliklerine uygun olan ve onun için optimal yani en uygun biçimde gelişimine yardımcı olacak tutumu saptayabilmektir. Yani iki kardeşin ikisine de aynı tarzda davranmak bazen zarar verici olabilir. Çocuklarımızın öznel gelişim zeminine uygun olan ve onun benlik gelişimine zarar vermeyecek doğru yöntemi kullanmak gereklidir.

Selametle…