“Batı'yı Orta Çağ karanlığından, barbarlıktan, cahillikten ve canlı cenazelikten dün İslam kurtarmıştı. Bugün de gerekli gereksiz, yararlı yararsız ve hatta zararlı her bir şeyi imal eden ve reklamlarla vazgeçilmez ihtiyaçlarmış gibi insanlara sunan, körü körüne üretip körü körüne tüketen ve tükettiren Batı'yı bu korkunç sapmadan yine İslam kurtaracaktır!” R. Garaudy

Kendisine Don Kişot’u örnek almıştı. Hayatı boyunca da bu yoldan sapmadı. 17 Temmuz 1913’te Fransa’da doğan Garaudy yaklaşık bir asırlık yaşamının ardından 13 Haziran 2012’de hayata gözlerini yumdu.

Hem hatıralarında hem de biyografisinde yaşamına dair tüm ayrıntıları paylaşan Garaudy’nin eserleri 19 ve 20. yüzyıl Batı sömürgeciliğinin ve ahlaki çöküşünün izdüşümlerini tespit açısından oldukça önemlidir. Avrupa’nın göbeğinde doğup büyümüş ve batı düşünce akımlarının bizzat içinde bulunmuş bir filozof olarak Garaudy’nin tespitleri ve ön görüleri daha uzun yıllar tesirini koruyacaktır.

II. Dünya Savaşı sırasında Nazilere karşı mücadele eden Garaudy, hükümetin Hitler’le anlaştığını öğrenince bu durumu protesto etti ve bu sebeple Cezayir’e sürgün edildi. Müslümanlarla ilk tanışması da burada gerçekleşti. Yaklaşık 3 yıl kaldığı bu kampta eylemleri nedeniyle idam cezasına çarptırıldı ve kurşuna dizilmek üzere Müslüman askerlerden oluşan bir manganın karşısına götürüldü. Müslüman askerler Garaudy’nin sırf düşüncelerinden dolayı idam edilmesine itiraz ettiler. Müslüman manga komutanın “Bizim dinimizde silahsız ve masum birine ateş edilmez” demesi Garaudy’nin hayatındaki dönüm noktalarından biri olacaktır. Henüz 30’lu yaşlarındaki bu düşünce adamı o gün kalbine düşen İslam tohumunu yaklaşık 40 yıl sonra fidana çevirmiştir.

Çocukluğunda Hıristiyan değerlerini benimseyen Garaudy gençlik çağlarından itibaren Komünist düşüncenin saflarında yer almıştır. 37 yıl boyunca içerisinde yer aldığı Fransa Komünist Partisinin sözcülüğüne kadar yükseldi. Fransız parlamentosunda milletvekili, senatör ve meclis başkan yardımcısı sıfatıyla on altı yıl görev yaptı. Marksist Millî Araştırmalar Merkezi müdürlüğünde bulundu. Prag’ın Sovyetler Birliği tarafından işgalini eleştirdiği için 1970’te Komünist Partisi’nden ihraç edildi.

On yıllık bir muhasebenin ardından düşüncesine en uygun din olarak İslâm’ı gördü ve 2 Temmuz 1982’de Müslüman oldu. İslam ülkelerini ziyaret etti ve Umre yaptı. Filistin davasına sahip çıkması ve İsrail zulmünü kitaplarında dile getirmesinden dolayı Batılı basın ve yayın organları tarafından aforoz edildi; ölüm tehditleri aldı ve büyük yayınevleri Garaudy’ye ambargo uygulamaya başladı. Hatta İsrail Mitler ve Terör adıyla Türkçe’ye de çevrilen kitabı yüzünden ülkesinde ceza aldı.

Garaudy tam bir eylem adamıdır. Fakat eylemini derin bir tefekkür ve sorgulamanın neticesinde harekete geçirir. Filistin gerçeğini ve Endülüs İslam medeniyetinin Batı düşüncesini inşa ettiğini ilk kez dile getirenlerden biridir. Bu konularda pek çok esere de imza atan Garaudy, Siyonist kuruluşlar tarafından Yahudi düşmanlığıyla suçlanmıştır. “Geleceğimizde İslam Var”, “ İsrail Mitler ve Terör” ile “İslam’ın Vadettikleri” isimli kitapları en fazla okunan eserleridir. Neredeyse tamamı Türkçe’ye çevrilen Garaudy külliyatı bir asırlık gözlemlerin, okumaların, tefekkürün ve tecrübelerin ürünü olarak bugün de kalıpları kırmaya devam etmektedir. Ruhu şad olsun.