Gördüklerimizden, duyduklarımızdan ve tecrübe ettiklerimizden hep bir şeyler öğreniriz. Bu bilgiler bizde biriktikçe düşüncelere ve inançlara dönüşür. Biz de o inançlar çerçevesinde bazı kararlar alır ve ilerleriz. Bu bazen çevrede gördüklerimizle uyumlu olabilir bazen de tam tersi olabilir. Geleceğin güçlü şahsiyetleri olacak madendeki kişiler, daha çocukluk yaşlarında kendilerini belli ederler. İstediklerini elde etmede, bir şeylerle meşgul olmada ısrarlıdırlar. Engellemelerle mücadele ederler. İşte bu tarz insanlar bu istikametleri ve çabaları devam ettiği müddetçe, adından söz ettirir ve farklarını fark ettirirler.

İhtiyacımız olana ulaşmak isteriz

İhtiyaçlarımız, çoğunlukla ulaşmak istediğimiz yere bizi götürecek araçlarımız için olur. Onları elde etmek isteriz. Ve herkes, kendi içinde oluşmuş bir inancın peşine düşer. İşte bunun ne olduğu ve bizi ne tarafa taşıdığı önemlidir.Rabbimiz bizlere bir ömür ve kullanmamız için akıl - irade vermiş ve bizim ne yapacağımızı görmek istiyor.

- “Hakîkat, biz insanı birbiriyle karışık bir damla sudan yarattık. Onu imtihan ediyoruz. Bu sebeple onu işitici, görücü yaptık.”İnsan Suresi, 2

- “…….kendilerini denemek için yararlandırdığımız dünya hayatının süsüne gözünü dikme. Senin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir.”

Taha Suresi, 131

- “O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.”Mülk Suresi, 2

Yönelim, arkasındaki güçlü saikin tesiriyle olur vebu güçlü bir duyguyla yoğrulmuştur. Doğruyu aklın bilmesi yetmez, buna yüreğin eşlik etmesi gerekir. İşte insan ne tarafa güçlü bir duygu ile bağlanırsa, o tarafa doğru adeta uçar. Dildeki kavli dua, fiili duanın bir adım öncesindedir. O zaman diyebiliriz ki, hangi yöne olursa olsun, hayatımız kavli ve fiili dualardan ibarettir. Güçlü istek güçlü dua, güçlü dua ise, güçlü adım anlamına gelir.

Dualarımız bizi ve hayatımızı şekillendirir

Ulaşmak istediğimiz yer netleştikten sonra yollar da belirginleşir. Adımlarımız; yüreğimizdeki güçlü isteğin fiili şeklidir ve bizi gitmek istediğimiz tarafa yaklaştırır. Her dua bir adım, her adım bir tarafa yaklaşmak anlamına gelir. Yolda biraz durup düşünmek gerekir, mutlaka. Ben şu anda olmak istediğim tarafa doğru mu yolculuk yapıyorum? Bu gidişim beni nereye götürecek? İstikametim doğru mu? İşte bu sorular, biraz yavaşlamadan sorulmaz. Bazen yol ve yolculuğun değişmesi gerektiği gerçeğiyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu durumda da, “Niye bu kadar zaman fark etmedim?” diye pişman olmak yerine, daha geç kalınmadığı için şükretmek ve “Bu yolculuktan ne kazandım?” deyip, kazancımızı artı hanemize yazarak, yeni yolda yolculuğa başlamak gerekir. İnsan yanılabilir. Önemli olan sorabilmek ve doğruyu arayabilmektir. Ve bilelim ki, “İnsanı asıl savuran şey yanlış yapması değil, doğruyu aramamasıdır.”