Birbirlerine karşı bile nasıl da hemencecik çirkefleşiyorlar!

Şimdi, şuan karşı karşıya gelseler, birbirlerini yiyecek, parça pinçik edecek, bir kaşık suda boğacaklar.

Yahu siz değil misiniz, yüz küsur yıldır Müslümanların ensesinde boza pişiren, insanların emeğine çöken, ekmeğine kan doğrayanlar.

Siz değil misiniz, mütedeyyin insanlara, başörtülülere bu memleketi dar edenler?

Huzur içinde okullarını bitirmelerine engel olanlar…

Siz değil misiniz, büyük küçük, irili ufakları bütün darbelerin kalemşorları…

28 Şubat’ların, modern ve post modern muhtıraların yılmaz ve militan savunucuları.

Şimdi iş zülfüyâre dokununca nasıl da çirkefleşiveriyorsunuz böyle…

Yok, “ölürsem kabrime gelme istemem, inim inim inle, ölme istemem…”

‘Küçük Emrah’laşmalar, arabeske bağlamalar…

Henüz cesedin gömülecek mi, yakılacak mı ona karar vermiş değilsin, dur bakalım ne kabri ne mezarı?

Tabi, oradan buraya saldırmak, o mahalleden bu mahalleye doğru yanlış, yerli yersiz, her fırsatta, her Allah’ın günü iftira atmak, hakaret etmek, belden aşağı yukarı hiç fark etmez musilajlar kusmak iyiydi.

Zararsızdı…

Müslümanlar hık dese saldır, gık dese üstüne çullan.

Cuma namazı kılan öğrencileri terörist ilan et, izinsiz girdiğin evin çalışanını yumrukla…

Bunların bu dünyada hesabı görülmeyecek mi sanıyordun?

Bak şimdi, sırtına en yakınlarından bir Brütüs hançeri, böyle yerle yeksan olur, ekrana çıkacak mecalin kalmaz…

Dur bakalım, bu günler iyi günleriniz, daha neler olacak neler; birbirinizi yiyip bitireceksiniz.

Ve biz de çekirdek çitleyip (hiç sevmem) sizi dizi izler gibi (pek izlemem) izleyeceğiz…

“Yazıklar olsun sana da, yerin dibine gir, karşıma çıkarsan çok fena yaparım… Ayıp değil mi utan be utan!”

Bunları dediğin adamla can ciğer kuzu sarmasıydınız, daha düne kadar yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmiyordu.

Ne oldu şimdi?

Bakın ne oldu;

Sözcü Gazetesi’nin asrın yazarı Yılmaz Özdil, Artı Bir kanalının Sezgin Baran Korkmaz tarafından fonlanarak kurulduğunu iddia etti.

Düzey Radyo ve Televizyon Yayıncılığı AŞ'ye ait olan Artı Bir TV’nin gerçek sahiplerinin Uğur Dündar, Erdoğan Toprak ve Ekim Alptekin olduğu iddia ediliyor. Alptekin'in SBK'ın ortağı olduğunu…

Asrın yazarımız bunları SBK’nın Amerika’daki iddianamelerden öğrendiğini belirterek; "SBK’nın kafakola aldığı gazetecileri, kime hangi televizyonu kurdurduklarını biliyorum ama söylemem demedim, aksine açık açık söylüyorum, ABD’deki iddianamede yazıyor... Dürüst ve güvenilir (!) araştırmacı gazeteciler niye bu mevzudan hiç bahsetmiyor diye soruyorum?”

Sonra da;

“SBK iddianamesinde yazılanları sordum, Tele1’de değerli ağabeyim Uğur Dündar’la Tuncay Mollaveisoğlu beni eleştiriyor, sormayayım o halde...”

Sor sor, sormazsan ayıp edersin…

Sen sormazsan birileri soracak ve gerçekler bir şekilde bir bir ortaya çıkacak nasıl olsa…

Müslümanların kanını emerek kazandığınız sahte imaj boyalarınız dökülecek, sırası kaçak villalarınızdan sonra, “Tıraş olurken yüzünü kesti” manşetlerine de gelecek…

Ve biz de çekirdek çitleyip (hiç sevmem) sizi dizi izler gibi (pek izlemem) izleyeceğiz…