Ülkemizde son dönemlerde artan boşanmalar sebebiyle eşler tarafından merak edilen bir diğer husus da ortak çocuğun velayetidir. Ortak çocuğun velayeti genelde boşanma davalarında hakim tarafından, çocuğun menfaati gözetilerek ebeveynlerden birisine bırakılır. Evlilik devam ettiği sürece 18 yaşını doldurmamış olan müşterek çocuk üzerindeki velayet hakkı ana ve babaya aittir. Velayeti kendisinde olmayan diğer eş, durum ve şartların değişmesi ile müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesini talep edebilir ve velayetin değiştirilmesi davası açabilir.

Velayetin değiştirilmesi davası; müşterek çocuğun velayeti kendisinde olmayan eş tarafından diğer eşe karşı açılan ve çocuğun üstün yararının gözetildiği bir dava türüdür.

Çocuğun velâyeti kendisine verilmeyen eş ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulurken özellikle çocuğun eğitim, sağlık hizmetleri gibi yararına olacak durumlar esas alınır. Çocuğun eğitim, sağlık, bakım giderlerine diğer eş gücü oranında katılmakla yükümlüdür.

Velayetin değiştirilmesi davalarında Yargıtay, sekiz yaş ve üzeri çocukları idrak çağında saymıştır. Çocukların velayeti düzenlenirken mahkemeler çocuğu dinlemeli, nerede kalmak istediğini ve çocuğun görüşünü sormalıdır.

Velayetin değiştirilmesi davası açmak için gerekli sebepler şunlardır;

-Çocuk ile diğer eş arasında kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi,
-Çocuğun velayet hakkı olmayan eşin veya 3. Bir kişinin yanında kalması,
-Çocuğun üstün yararının sağlanması için eğitim, sağlık, güvenlik gibi sebepler,
-Anne ya da babanın bir başkası ile yeniden evlenmesi,
-Anne ya da babadan birinin ölümü.

Sonuç olarak, velayetin değiştirilmesi davalarında çocuğun velayeti belirlenirken mutlaka pedagog, psikolog ve uzmandan rapor alınması gerekir. Velayetin değiştirilmesi davalarında en önemli husus çocuğun üstün yararıdır. Bunun için; çocuğa bedensel ve ruhsal olarak en iyi biçimde yetişebilmesi için sosyal, ekonomik ve kültürel anlamda koşulların sağlanması gerekir.
Çocukların anne ya da baba yanında kalma konusunda seçim yapamaması durumunda, belli bir yaşa ulaşmış çocuğun duruşmada pedagog eşliğinde dinlenmesi ve çocukların velayet hususunda alıştıkları çevreden ayrılmama ilkesinin de gözetilmesi gerekir.