Millet olarak günlerdir boğuştuğumuz orman yangınlarının en yoğun vurduğu Antalya’nın Gündoğmuş ilçesindeydim bugün. Bölgede gördüklerim, duyduklarım, yaşadıklarım Ülkemizin geleceğine dair umutlarımı yeşertti.

Farklı etnik kökenlerden, farklı siyasi görüşlerden insanlarımızın omuz omuza vererek ortak düşmana karşı nasıl canhıraş bir mücadele verdiklerine şehadet ettim. Erzincan Belediyesi’nin itfaiye aracına, İzmirli itfaiye erlerinin yön gösterişine, Ağrı Belediyesinin gönderdiği yardım kolilerini araçtan boşaltan Manavgatlı gençlerin alnındaki bu ülke için dökülen boncuk boncuk tere şahit oldum.

Almanya’dan yıllık izni için gelmiş Batman’lı aile babasının arabası ile yardım gönüllüleri için koli koli içecek getirip gözyaşları içinde dağıtışına şahit oldum. Akut’un, IHH’nın, Afad’ın ve diğer kuruluşların içiçe geçerek tek bir vücut gibi işleyişine şahit oldum.

Mardinli bir gencin ateşlerin içine atılırken onu tutan Senir Mahallesinin muhtarına “bırak yanacaksam ben yanayım, ama bu evleri kurtaralım abi” diyerek köy içindeki üç evi göstermiş olduğu üstün cesaretle kurtarmış olduğuna şahit oldum.

Bakmayın siz o ortalığı ateşe vermek için her fırsatı kollayan şebeklere... Bakmayın siz o kameraların karşısına geçip yalan yanlış algı oyunları ile milleti devlete karşı fitnelemeye çalışan gezi artığı sanatçı bozuntularına... Bakmayın siz şu ülkemizin başına gelmiş devasa boyutlardaki felaketi bile siyasi menfaatleri gereği hükümeti yıpratmak için kullanmaktan kaçınmayan dışardan komutlu politikacı müsveddelerine. Bakmayın ırkçılık yaparak, şu felaketi bile kirli emelleri için kullanan insanlık düşmanlarına...

Biz Türkiye’yiz! Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Arabı, Alevisi, Sünnisi ile, Sağcısı ile Solcusu ile Türkiye’yiz. Bu ateş bizi yakmaz... Ama bu ateş, bu felaketi fırsat bilip milletin arasına tefrika atanları yakacak. Bu ateş yalan yanlış bilgilerle halkı devletine karşı galeyana getirmeye çalışanları yakacak. Hele şu toz duman bir dağılsın...

Bu ihanetin bir bedeli olacak.