Önceki gün Sözcü “Minnettarız Atatürk”, Cumhuriyet, “Türkiye Atatürk’ün kıymetini bilmeli” manşetiyle çıkmışlardı. Konu Afganistan’da Talibanın iktidarı ele geçirmesinin tezahürünün Türkiye’ye yansımasıydı. Hâlbuki çok uzun zaman değil daha 20 yıl önce oku önlerinden yaka paça dışarı atılan öğrenciler vardı bu ülkede, başı örtülü okumak isteyen Suudi Arabistan’a gitsin, diyen Demirel’ler, Başörtüsü nedeniyle işten atılan kadınlar, mahkemelerde süründürülen nice güzel insanlar.

İlginçtir, bu ülkede insanlar birkaç saat içinde her konuda uzman kesilebiliyorlar. Bir gün deprem uzmanı olanlar, diğer gün Anayasa, İran, Ortadoğu, Afrika, çevre ve en son herkes Afganistan uzmanı olup çıkıverdi.

Taliban 2011 yılından beri Amerika ile Afganistan’ın boşaltılmasını müzakere ediyordu. Amerika’nın meşhur demokrasi götürme operasyonlarının en uzunu ve en pahalısı ve bittabii ki yenilgiyle sonuçlananlarından en meşhuru olup çıkıverdi Afganistan. Milyarlarca dolardan bahsediliyor. Ben Taliban'ın eline geçen silah envanterini görünce ürktüm. O derece problemli. Dünyanın dört bir yanından yığılmış çok çeşitli silahlar, zırhlı araçlar, uçaklar, helikopterler.

Afganistan uzun yıllar boyunca çeşitli ülkelerin işgal girişimlerine boyun eğmemiş İngilizleri, Rusları ve en son da Amerikalıları ülkesinden kovmuş bir ülke olarak tarihe yazılmış oldu. Afganistan bir halk oluşturamamış olsa da dışa karşı birleşebilen bir güç olarak tarihe ilginç bir fotoğraf eklemiştir.

Afganistan tarihini bilmeyen; aşiretleri, Afganistan coğrafyasının zorluklarını ve sınırlarını okuyamayan sözde yorumcuların Burka, Afgan kadını güzellemeleri ile okunamayacak bir Soyolojisi olan bu ülkeyi anlaması beklemek saf akıllılık olur ki öyle de zaten.

Afgan göçmenler neden geliyor diyen, Onlara karşı sert bir faşist dil kullanmaya özen gösteren bir güruhun Afganistan için ağlamasını da anlamak mümkün değil. Ama yaşadığımız ülke bize bunu da yaşatıyor, gösteriyor, öğretiyor.

Taliban dünyada tanınmak için bazı ülkelere ihtiyaç duyuyor. Türkiye, Çin, İran, Rusya, Pakistan ve Suudi Arabistan gibi ülkelere ihtiyaç duyduğunun farkında, yumuşak geçiş için ülke içindeki eski siyasetçilerle de görüşmelere devam ediyor. En ılımlı ve sakin hatipleriyle dünya kamuoyunun önüne çıkmaya dikkat ediyor. Hamid Karzai havalimanından uzak duruyor. Piar çalışmaları yapıyor.

Aslında hepimizin konuşması gereken bunca silaha, harcamaya rağmen Afgan ordusunun hezimetinin sebepleri ve ABD’nin yenilgiyle Afganistan’ı terk etmesi olmalıydı. Afgan halkı şu ya da bu şekilde geleceğini şekillendirecektir. Dünya başıboş bir Taliban rejimine izin veremeyeceğine göre orda da her şey kontrollü şekilde yürüyecektir.

Bu hafta konuşulacak konuların başında Pencşir Aslanı olarak bilinen Ahmet Şah Mesud’un oğlu Ahmet Mesud önderliğinde İngiliz ve Hindistan kökenli karşı harekâtın başlayıp başlamayacağı ya da Taliban’ın Tacik hareketine karşı bir operasyona girişip girişmeyeceği olacaktır.

Ez cümle Burka, Başörtüsü, kadının okuması konuları Afganistan gündeminde değil bizdeki her şeyi ben tayin ederimci güruhun Afgan gündemine maydanoz olma çabası olarak tarihin çöplük kısmında yerini almış oldu.

Afganistan’da iç huzursuzluk illa bizi bulur, Suriye’den gelen milyonlarca Muhacir bunun açık göstergesi değil mi? Ha birde unutmadan şunu da şuraya not edelim bugün bizim misafir ettiğimiz Suriyeli kadar; Afganistan’ın Ruslar tarafından işgal edildiği zaman İran’a geçmiş ve halen de İran’da bulunan Afgan mülteci var. Yeni Afganistan uzmanlarımızın dikkatine!..