Taliban’ın kendi dışında da olsa şiddet olaylarını engelleyemediğinde faturanın kendisine kesileceğini son yazımda aktarmıştım. Geçtiğimiz hafta birkaç patlamanın yaşandığı olayların Amerikan askerlerinin güvenlik sağladığı mahalde gerçekleştiğini Taliban söylese de, ülke yönetimi artık onlara aittir.

Şiddet sürüyor

IŞİD’in üstlendiği patlamalar zaten Afganistan’ın farklı bölgelerinde de gerçekleşti. Taliban’ın kırsaldaki halk desteğinin temel sebeplerinden bir tanesi geçmişte ülke içerisindeki güvenliği temin etmesiydi. Lakin yaşanan son şiddet olayları Taliban’ın yönetim kabiliyetine ciddi gölge düşürüyor. Pençşir meselesi bile henüz halledilememişken yeni bir şiddet olayı yönetim zafiyeti olarak görülüyor.      

Bölge ülkeleriyle ilişkiler

Batılı ülkeler Afganistan ile diplomatik ve ticari olarak çalışıp çalışmayacaklarını düşünürlerken bölge ülkelerinin Taliban’la ilişki kurmaya çoktan başladıklarını görüyoruz. Geçmişte Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Taliban’ı tanıdığını, bugün ise bu sayının yapılan görüşmelerden de anlaşılacağı üzere çok hızlı şekilde artacağı öngörülebilir. Çin, Rusya, Pakistan, Hindistan, İran, Özbekistan, Türkmenistan ile ilişkiler başladı bile.    

Taliban’ın para ihtiyacı

Taliban’ın Afganistan’ı yönetebilmesi için büyük ölçekli finansal desteğe ihtiyacı var. Bu ihtiyaç orta vadede Taliban’ı küresel sisteme zorunlu şekilde entegre edecek gibi duruyor. Uluslararası toplum Taliban’ın değişip değişmediği meselesinde genel olarak söze değil ülke içerisindeki uygulamalara bakacağını söylüyor. Özellikle batılı ülkeler Afganistan’a olası maddi yardımların askıya alınması gerektiğini, çünkü Taliban’ın uygulamalarının bugünün modern dünyası ile bağdaşmadığını aktarıyor. Kapitalizmin bekçiliğini yapan Hegemon güç Amerika, birçok ülkede uyguladığı stratejiyi burada da hayata geçiriyor. Taliban ve benzeri gruplarla çatışma risklerini Çin ve Rusya gibi muhalif bloklara tevdi ederken dünya ile uyumlu olma isteğinden dolayı bir anlamda Taliban’ı da zamanla kendi “demokrasi potası”nda eritmek istiyor. Amerikalılar, sopa olmadı şimdi havuç deneyelim diyorlar.

Taliban, Batı ile ya Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, ya da Türkiye ve Pakistan aracılığıyla temas edecek. Bu kanalları inşa ederken Çin ve Rusya gibi fincancı katırlarını da elbette incitmemeye çalışacak. Ülke yönetimi ele geçirilmeden önce bütçe gelirlerinin % 80’i dış ülkelerden geliyordu. Halk da zaten kronik olarak yoksuldu. Bugün Afganistan’ın bir devlet olarak hayatta kalabilmesi dışarıdan gelecek maddi desteğe bağlı. Bu desteği bugünlerde görüşmelere başladığı ülkeler içerisinde sadece Çin’in verebilecek gücü var, fakat Çin’de Bir Kuşak Bir Yol güzergâhında önemli bir noktada bulunuyor diye Taliban’a kesenin ağzını açacak değil. Zaten Çin, diğer ülkelerin iç meselelerine çok fazla müdahil olabilecek bir devlet politikası gütmüyor. Böyle olunca da zorunlu olarak batılı ülkelerin kapısı çalınacak gibi görünüyor. Hülasa, Taliban’ın yönetimde kalabilmesinin ilk şartı şiddetten uzak durmasına bağlıysa da ikinci şartı asgari ekonomik yeterliliği elde etmesine bağlıdır.