Okullar tüm hızıyla eğitim öğretime hazır hale getiriliyor. Okul idarecileri fiziksel eksikliklerini büyük oranda tamamladı. Pandemi kaynaklı planlamalar hali hazırda zaten okullarda bir buçuk yıldır uygulanmaktaydı. Okulların tam zamanlı ve tüm sınıflar düzeyinde açılacağı Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özer tarafında açıklandı ve sayın Bakan her açıklamasında okulların açılacağını ve açık tutulmaya çalışılacağını ifade etmektedir.

Okulların tüm kademelerde tam zamanlı açılması olumlu bir gelişme. Fakat maske mesafe kuralına nasıl uyulacak kafalarda soru işareti. Zira ilkokul, ortaokul ve liselerde sınıf mevcutları ortalama 35-40. Kırk kişilik bir sınıfta öğrenciler mecburen ikili oturacaklar ve sınıf tam kapasite dolu olacak. Maske takma konusu burada elzem hale geliyor ki bu konu üzerinde öğrencilerin ve eğitimcilerin hassasiyet göstermesi gerekecek.

Gelinen noktada okulların açık tutulması herkesin ortak amacı olmalıdır. Pandeminin oluşturduğu kayıp nesillere yeni bireyler katılmamalıdır. Uzaktan eğitim bir ara çözüm yöntemidir. Asla yüz yüzü eğitimin alternatifi olamaz. Öğrencinin okulunda teneffüste arkadaşlarıyla geçirdiği sürenin bile kişilik ve karakter oluşumunda tesiri yadsınamaz. Çevresel bilgi ve beceri edinimi çocuklarımız için çok önemlidir. Öğrencilerin sosyalleşmeleri serviste ya da toplu ulaşım araçlarında yaşadıkları, hayat deneyimi edinmeleri bakımından çok önemlidir. Hal böyle iken hem akademik ilerlemenin hem de sosyal gelişmenin sağlıklı yürütülebilmesi için okullar mutlaka açık tutulmalıdır.

Son günlerde öğretmenlerin mazerete bağlı tayinleriyle ilgili gelişmeler sosyal medyanın gündemindeydi. İl dışı tayinlerinde istedikleri şehirlere atanamayan öğretmenler için kamuoyu oluşturuldu. Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Sayın Ali Yalçın’ın Milli Eğitim Bakanı ile Görüşmesinden sonra müjdeli haber geldi ve mazeret tayini karşılanamayan eğitimciler için il emri kararı alındı.

Aynı il içerisinde olup da farklı ilçelerde görev yapan eğitimciler de yaşanan bu olumlu gelişmeden sonra sayın Bakan’dan il içine ilçe emri talebini ilettiler. İllerin coğrafi durumlarına göre bu konu mutlaka çalışılmalıdır. Ay ilde olup da 200-300 kilometre uzakta çalışmak durumunda olan öğretmenler bulunmaktadır.

Bu konu çok hassas. Bir ilin gerçekten aileleri parçalayan mesafedeki ilçeleri için böyle bir karar alınabilir. İstanbul özelinden gidilirse Maltepe ile Kartal ilçelerinde çalışan eşler için ilçe emri komik olur. Ya da Kayseri merkezde Kocasinan ile Melikgazi ilçelerini birbirinden bir cadde ayırmaktadır. Bu gibi problem konuları birileri için imtiyaza dönüşmemelidir. Eşi çalışmayan öğretmenler çakılı kadro görev yaparken her tayin döneminde farklı bir okula tayin isteyen eğitimci adalet duygusunu zedelemektedir.

Çözüm ilçe bazlı ve ihtiyaç olan ilçeler arasında bir tayin hakkı verilerek çözülebilir.

Aşı olmayan öğretmenlerin zorunlu PCR testi vermesi konusu okulların açıldığı ilk günlerin problem noktasını oluşturacak gibi. Bakanlık aşı olmayan personelin mutlaka haftada 2 defa PCR testi sonucunu istiyor. Bu konuda kolaylaştırıcı bir ara yol önerisi de gelmedi şimdiye kadar. Umarım 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı sorunsuz başlar ve ara vermeden devam eder.