Hayat şartları ve işçilerin ekonomik koşulları, zaman zaman ek iş yapmayı zorunlu kılmaktadır. Peki işçilerin ek iş yapmaları mümkün müdür? Hangi durumlarda ek iş yapan işçinin iş sözleşmesi feshedilebilir? İş Kanunu’na göre işçinin ek iş yapması yasak mıdır?

Bilindiği üzere, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesine göre, ‘Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye de iş ilişkisi, işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime de işyeri’ denilmektedir.

Aynı kanunun 1. maddesinde de, ‘Bu kanunun 4.maddesindeki istisnalar dışındaki kalan bütün işyerlerine, bu iş yerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerinin faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacağı’ öngörülmüştür. Anılan Kanunun 8. maddesinde de ‘iş sözleşmesinin, kanunda aksi belirtilmedikçe özel bir şekle tabi olmadığı, süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılmasının zorunlu olduğu’ hükme bağlanmıştır. Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işçi verilecek yazılı belge ile ilgili hususlar düzenlenmelidir.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 9. maddesinde de ‘Taraflar iş sözleşmesini kanun hükümleri ile getirilen sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla ihtiyaçlarına uygun şekilde düzenleyebilirler. İş sözleşmeleri belirli veya belirsiz süreli yapılır bu sözleşmeler çalışma biçimlerine bakımından tam süreli veya kısmi süreli yahut deneme süreli ya da diğer türlü oluşturulabilir’ hükmü öngörülmüştür.

İş sözleşmesinin tanımı içeriği ve türleri anılan kanunun 8 ila 16. maddelerinde düzenlenmiştir. 4857 Sayılı İş Kanunu’nda, işçinin iş sözleşmesi dışında veya bir iş sözleşmesine dayalı olarak bir başka işte çalışmasını engelleyici bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle temel kural olarak işçilerin ek iş yapması yasak değildir. İşçinin ek çalışmasını engelleyici bireysel veya toplu iş sözleşmesinde bir hüküm olmaması halinde gerçekleştirilen ek işin, asıl işine zarar verici veya performansını düşürücü nitelikte olmaması gerekir. Mesai saatlerini ihlal ve ihmal ederek ek iş yapılamaz.

İşçilerin iş sözleşmelerinde ya da toplu iş sözleşmesinde aksi bir hüküm varsa bu işçi için bağlayıcıdır ve ek iş yapılmaz. Ek iş yapma yasağı bulunmasına rağmen ek iş yapan işçinin, geçerli fesih kapsamında işten çıkarılabilmesi hukuken işverene tanınmış bir haktır.

Yargıtay kararlarıyla içtihat haline gelen husus ise, işçinin yaptığı ek iş ile işverene karşı “doğruluk ve bağlılık” ilkesini ihlal etmemesi gerektiğidir. Bu husustan, işçinin yaptığı ek işi gizlememesi ve işverene karşı dürüst davranması anlaşılabilir. Ayrıca işçinin, çalıştığı şirketin faaliyet konusu ilgili ek iş yapmaması veya yaptığı ek iş nedeniyle işverene zarar vermemesi gerekir.

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’na göre ‘İşçilerle işverenler arasındaki hizmet akdinden toplu iş sözleşmesinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğal hukuk uyuşmazlıklarının kesin olarak çözme bağlanması görev ve yetkisi İş Mahkemeleri’ne ait bulunmaktadır.

Sonuç olarak; İş Kanunu’nda işçinin ek iş yapmasını engelleyen ve yasaklayan bir hüküm yoktur. Bu nedenle işçi; iş sözleşmesine veya toplu iş sözleşmesine yasaklayıcı bir madde konulmamışsa, asıl işini ihmal etmemek ve zarar vermemek, performansını düşürücü, işverene doğruluk ve bağlılık ilkesini ihlal edici olmaması koşuluyla ek iş yapabilir.