Yarın Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faiz hakkındaki kararını saat 14:00 itibariyle açıklamış olacak.

Bu açıklama son günlerde faiz üzerine siyasetten gelen beyanatlar ve enflasyonun her geçen gün daha da can acıtmaya başladığı bir periyotta olduğu için diğer faiz kararlarına nazaran çok daha önemli bir boyuttadır.

Faiz kararıyla ilgili benim düşüncem Merkez Bankasının faizleri sabit tutacağı yönündedir.

Böyle düşünmemin birçok sebebi olmasına rağmen ana etken faizin düşürüldüğünde kurların yükselmesi sonucu istenilmeyen konumda olan enflasyonun daha da yukarılara gideceğidir.

Son dönemlerdeki fiyat artışlarının en büyük sebebi maliyetlerin ciddi oranlarda artmasından ötürü maliyet enflasyonunun çıldırmasıdır.

Yani ne arzın talebi karşılayamamasından kaynaklanan ne de piyasaya sürülen para miktarının artmasıyla birlikte enflasyon beklentilerindeki olumsuzluktan kaynaklanan bir enflasyon yükselişinden bahsetmek son zamanlar için çok mümkün değildir.

Piyasalara baktığınızda kur artışları sonucu her kalemdeki artışların ürünlere ve hizmete yansıdığını görebilirsiniz.

Eğer teşhisi doğru koyarak yolumuza devam etme yöntemini seçebilirsek tedavideki başarı oranımız ve hızımız da artmış olacaktır.

Ekonomik yaklaşımlarda duyguya hiç ama hiç yer yoktur. Dolayısıyla işimize gelmese bile yapılan hatanın en köküne inip hemen bir an bile vakit kaybedilmeden çözüme geçilmelidir.

Bu perspektiften baktığımızda da bu toplantıdan faiz indirimini beklemek çok yersiz kalacaktır.

Şu anda hayatın her alanında toplumun bütün katmanları enflasyonu çok ama çok ciddi anlamda hissetmektedir.

Hissedilen enflasyonun böyle bir noktaya gelmesi sonucunda müdahalenin sonuca odaklı yöntemlerle yapılması son derece büyük önem arz etmektedir.

Eğer pansuman tedbirlerle sonuç alınmaya çalışılırsa her seferinde başlanılan noktaya dönülecektir.

Gıda fiyatlarından, kiralara; ulaşımdan, konaklamaya ve hammadde fiyatlarından alınan hizmetlerin fiyatlarına kadar geniş bir yelpazede hissedilmektedir enflasyon.

Ve enflasyonu zorlayıcı yöntemlerle baskı altına alarak düşürmek söz konusu bile olamaz.

Yapılacak şey aslında çok basittir. Şöyle ki; örneğin kira artışlarının sebepleri nelerdir bunlar objektifçe araştırılmalı ve araştırma sonunda bir rapor hazırlanıp çözüme gidilecek yollar belirlenmelidir.

Kanımca kira artışlarının arkasında birçok sebep olmasının yanında ana sebepleri şu şekilde açıklamak mümkündür; özellikle büyükşehirlerde kentsel dönüşüm sebebiyle yıkılan konutların yerine yeni konutların yapılması sürecinde ortaya çıkan ciddi konut talebi, son yıllarda ülkemize gelen mülteci ve sığınmacılar vesilesiyle konut ihtiyacının artması, kırsal bölgelerden şehirlere göç edenlerin sayısının hızla artması ve bu sebebi kimse dillendirmemesine rağmen gençlerin ailelerinden bağımsız olarak ayrı bir evde yaşama istekleri.

Son sebep hiç de azımsanmamalıdır. Çünkü eskiden bir ailenin beş kişiden oluştuğunu düşünelim bu aile bir apartman dairesinde oturuyordun. Ama şimdi çocuklar büyüdü ve her biri birer eve çıkarak aynı aile şu anda üç veya dört apartman dairesinde oturuyor.

Burada dile getirdiğimiz sadece kira enflasyonu oldu aynı kira artışlarının sebepleri gibi her alandaki fiyat artış sebepleri sıralanarak çözümlerine biran önce geçilmelidir.

Değilse insanımız bundan çok ama çok olumsuz etkilenecektir.