Her yeni gün yeni başlangıçları beraberinde getirir.

İnsan yeni başlangıçlara ihtiyaç duyar.

Dünya karşısında sürekli yenilen, devamlı ezilen, hiç galip gelemeyen insan bu başlangıçlara muhtaçtır.

Ayakta kalabilmesi, mücadelesine devam edebilmesi, direnebilmesi ve yaşamını sürdürebilmesi için yeni başlangıçlara, yeni hikâyelere, yeniden umutlara sarılması elzemdir.

Zira umutsuz yaşayamaz.

Hayat umutla yaşanır.

Bunu yapamadığı zaman öleceğini bilir; ya da bunu yapamadığında ölür.

İnsan yaşamaya, hayata tutunmaya meyillidir.

Birgün mutlaka öleceğini bilir ama ölümü istemez.

Sonlu olduğunu bilir ama sonu sevmez.

Ölümü isteyen ise artık hikâyesini bitirmiş, karamsarlıktan ve karanlıktan çıkış yolu bulamamış kimsedir.

Her yeni bir başlangıç, açılan her yeni bir sayfa yeni umutları beraberinde getirir.

Gün doğuyorsa umut var demektir.

Güneş ışıklarını yayıyorsa karamsarlığa ne hacet.

Umut ışığı, karamsarlık karanlığı temsil eder.

Karamsar olan karanlıkta kalır.

Karanlıkta kalan ne görebilir ne de gösterebilir.

Karanlığı kimler sever malum.

Karanlıktan ve karamsarlıktan beslenenler toplumda bu havayı hakim kılmaya çalışırlar.

Onlar için karanlık aydınlıktır, karamsarlıksa umut.

Onların lügatinde yıkmak yapmak, bozmak onarmak, bozgunculuk çıkarmak ıslah etmek, adaletsizlik adalet, kötülük iyilik olarak geçer.

Zihinleri altüst olmuştur böylelerinin.

Gücü, iktidarı, hakimiyeti ve serveti umutları yok etmek için kullanırlar.

Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayı meslek edinmişlerdir.

Üstelik kendilerini de ıslah ediciler, düzelticiler olarak addederler.

Bu karanlığın dağılması, karamsarlığın ortadan kalkması için umut ışıklarını tek tek yakmaz lazım.

Kötülerin ve kötülüğün karşısında iyilik ve güzelliğin hakim olması için umutları yeşertmek lazım.

Umutlu olmaları için çok nedeni olanların karamsarlığa mahkum olmaya hakları yoktur.

Yaşanabilir bir hayat için, kötülüğün ve kötülerin karşısında durabilmek için, iyiliği hakim kılabilmek için umudu ayakta tutmak icap eder.

Dün yaşandı ve geride kaldı.

Bugün ve an yaşanan, yaşanacak olan.

Yarın ise yaşanma ihtimali bulunan.

Bugün dünün yarını, yarının ise dünü.

Yaşanmış olanların mahkumu olmadan yaşamak, yarınlar için bizi ayakta tutacak umutlar toplamak lazım.

Umutları çoğaltmak, birbirimize umut aşılamamız lazım.

Her yeni doğan gün kulağımıza bunu fısıldıyor.

Açılan her yeni sayfa bize bunu söylüyor.

Unutmayalım; umutlu olmayanların yarını olmaz.