Tayvan Boğazı bugünlerde küresel çapta çatışma potansiyelinin en yoğun yaşandığı alanlardan biri haline geldi. Çin’in Tayvan’ı kastederek anavatanın birleştirilmesine atıfta bulunması fitili ateşleyen son gelişme oldu. Çin lideri, Hong Kong’da olduğu gibi ‘tek ülke iki sistem’ formülünü Tayvan’da da tatbik etmek istiyor. Tayvan yönetimi ise buna karşın verdiği sert yanıtta birleşme önerisine karşı çıktı, Pekin’e karşı özgürlük ve demokrasi vurgusu yaparak adanın savunulmasını güçlendireceklerini ifade etti. Çin ile iki denk devlet statüsünde görüşme yürütebileceklerini de ekleyerek iletişim kanallarını açık bıraktı. Çin ise bunu önemsemediğini göstererek Tayvan’ın bağımsızlık arayışının diyalog kapısını kapatmaya neden olacağını belirtti.   

Gerilim tırmanıyor

Tayvan Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Çin, Tayvan hava sahasına nükleer silah kapasitesine sahip askeri uçaklar da dâhil olmak üzere 150’den fazla savaş uçağı gönderdi. Yine Çin ordusu, yakın zamanda 100 mil genişliğindeki Tayvan Boğazı’nın kendi tarafındaki noktada sahile iniş tatbikatları düzenledi. Tayvan Savunma Bakanı, Pekin hükümetiyle yaşanan gerginliğin son 40 yılın zirvesine çıktığını belirterek Çin’in Tayvan’ı 2025’de işgal edebileceği yönündeki kaygılarını dünya ile paylaştı.   

Amerika ile Çin karşı karşıya

Küresel güç mücadelesinde ABD’ye karşı her geçen gün özgüvenini artıran Çin, Tayvan ile birleşmesini en önemli hedefleri içerisinde görüyor. Tayvan Boğazı’ndaki gelişmeleri bir iç mesele olarak görerek hiçbir dış unsurun buna karışmasını istemiyor. Buna rağmen İngiltere Savunma Bakanı geçtiğimiz Perşembe günü Çin ile Tayvan arasındaki gerginliğin barışçıl yöntemlerle çözülmesi gerektiğini söyleyerek Çin’in Tayvan hava sahasına girmesinin tehlikeli çatışmalara yol açabileceği uyarısında bulundu.  

Amerikalılar ise Tayvan’a destek mesajları verirken statükoda tek taraflı bir değişikliğe karşı olduklarını açıkladılar. Tayvan’a gelişmiş silahlar da temin eden Amerika, diğer taraftan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki ortağı Çin ile de bir çatışmada karşı karşıya gelmek istemiyor. Başkan Biden, adaya olası bir saldırı ihtimalinde 23 milyonluk ülkeyi savunmaya kararlı olduklarını aktarırken, hemen sonrasında Beyaz Saray’dan Amerikalıların Çin ile ilişkilerinin önemli olduğu vurgusu geliyor. Tayvan ile ilişkilerin 1979’da benimsenen gayri resmi ortaklık düzeyinde kalmaya devam edeceği açıklamaları da buna eklenerek hava yumuşatılıyor.     

Tayvan’ın Çin’e nazaran özellikle insan hakları ve demokrasi açısından gelişmiş bir ülke statüsünde olması Amerikalılar ile kurmuş oldukları diyaloğa katkı sunuyor. İyi olan ticari ilişkilerin haricinde Amerikalıların Tayvan’da önemli stratejik hedefleri de bulunuyor. Çin’in bölgede cüretkâr şekilde hareket etmesi Amerika açısından ayrıca bir risk unsuru meydana getiriyor. Bu sebepten Amerikalılar Çin’in hedeflerini frenlemek amacıyla Tayvan Boğazı’na savaş gemisi gönderdiler, Çin ise buna karşı kınama açıkladı. Önümüzdeki günlerde Tayvan Boğazı’nda suların belirgin şekilde kaynamaya devam edeceği görülüyor.