Beyoğlu Taksim Camii, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla 28 Mayıs'ta ibadete açılıyor.

Taksim Camii'nin temeli 17 Şubat 29017'de, Sur Yapı tarafından atılmıştı. 4 yılda tamamlanan dev yapı 2,575 kişilik kapasiteye sahip bulunuyor. 

Taksim Camii'nin özellikleri

Taksim Camii projesine ilişkin bilgiler şu şekilde;

Tapu Parsel Alanı : 2482 m2

Zemin Üstü Toplam İnşaat Alanı : 2859 m2

Zemin Altı Toplam İnşaat Alanı : 9715 m2

Toplam Kapalı İnşaat Alanı : 12.574 m2

Ana Kubbe Çapı : 28 m.

Ana Kubbe Yüksekliği (iç mekan net) : 29 m.

Minare Yüksekliği : 61 m.

İbadet Alanı (zemin kat) : 820 m2 (kapasite : yaklaşık 1.000 kişi)

İbadet Alanı (bayan mahfil katı) : 320 m2 (kapasite : yaklaşık 375 kişi)

Son Cemaat Mahali : 70m2 (kapasite : yaklaşık 100 kişi)

Çok Amaçlı Salon (alt zemin kat) : 900 m2 (Cuma günleri ihtiyaç halinde ilave ibadet alanı olarak kullanılması durumunda kapasite : yaklaşık 1100 kişi)

Toplam ibadet kapasitesi : 2575 kişi

Sergi Salonu : 155 m2

Cami Vakıf ve Dernek Alanları : 180 m2

Otopark (3 adet bodrum kat) : Toplam kapasite : 165 Araç

Taksim Meydanı'na yönlenmiş 2 minare ile tanımlanan ana kubbesi, iki yan kubbe ve tarihi Taksim Maksemi'ni izleyen bazasının iki uçtaki kubbeli yapılarla sonlandırılması suretiyle kademeli olarak arsaya ve genel siluete oturumu sağlandı.

Genel gabari ve orantılarda, çevredeki mevcut dini yapılara saygı unsuruna ek olarak meydanın tarihi ve bölgenin yoğun insan sirkülasyonu gerçekliği, projenin tasarım süreci boyunca hep düşünsel merkezde tutulmuştur. Ayrıca proje alanının Taksim Meydanı tarafında yer alan ve I. Mahmud tarafından 1731 senesinde bölgenin su ihtiyacının karşılanması ve suyun dağıtılması amacı ile tamamlanan sekiz köşeli, küfeki taşından bir gövdeye ve yine piramidal, sekiz köşeli bir çatıya sahip olan Taksim Maksemi ile Taksim Camisi'nin birbirleri ile bütünleşmesine büyük bir önem verilmiştir. Cami bazasının, meydan siluetinde ön plandaki tarihi Taksim Maksemi kütlesi ile olan devamlılığı, yapının bölgeye adını veren bu önemli tarihi ve kültürel miras ile bütünleşmesi amacını gütmektedir. Geçmişin ve geleceğin birbirini desteklemesinin bir sembolü olacak bu bütünleşme, Taksim Meydanı siluetinde camiye anıtsallık karakteri katan en önemli özellik olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yan cephelerde ve kubbelerde kullanılan bol miktarda pencere ile iç mekanda ışığın ve oluşturduğu ışık huzmelerinin etkisi ile manevi atmosferin güçlendirilmesi amaçlandı.

Cami ibadet alanında yerden tavana kadar uzanan pencereler yardımıyla hem mekan içerisindeki düşey hatlar vurgulanmış hem de gün ışığının iç mekanı azami şekilde doldurması hedeflenmiştir. Geleneksel cami mimarisinde sıkça rastladığımız merkezi kubbeli cami tipinde tasarlanan cami iç mekanında, açık renk tonları ile doğal ışığın verdiği sadelik, ferahlık ve aydınlık hissinin müminlere yaşatılması amaçlanmaktadır. Bu ferahlık hissi, yapının cephelerinde kullanılan açık renk doğal taşlar sayesinde, dış mekana da yansıtılmıştır. Caminin, arsanın doğusunda kalan sokak dokusu ile insan ölçeği ve cephe entegrasyonu, kullanıcıların ibadet öncesi ya da sonrası vakit geçirebilecekleri bir alan oluşturmak için, parsel sınırlarını takip eden bir avlu-teras yapısı tasarlanmıştır. Aynı zamanda, eğimden dolayı açığa çıkan ve birinci bodrum kat olarak adlandırılan bu yapısal eleman, Taksim Meydanı'ndan görülen kütleye baza teşkil etmektedir. Bu kat, Tarlabaşı Caddesi'nden gelen araçlara, cami altında bulunan kapalı otopark için (3 kat üzerine, toplamda 165 araç kapasiteli) giriş imkanı verdiği gibi, aynı zamanda, dini ve/veya kültürel aktivitelerin yapılabileceği, iki farklı giriş imkanı olan çok amaçlı bir salonu da bünyesinde barındırmaktadır. Hem Tarlabaşı Caddesi'nden hem de İstiklal Caddesi'nden erişim imkanı bulunan bu çok amaçlı salon, ihtiyaç halinde, cuma namazlarında halkın hizmetine açılabilecek ilave bir ibadet alanı şeklinde tasarlanmıştır.