Geçen hafta Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Kuveyt Emiri  Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah ülkesine döndükten birkaç gün sonra oldukça kritik bir karara imza attı.

Kuveyt Parlamentosu’nu fesheden es-Sabah, bunun “ülkeyi kurtarmak için alınmış zor bir karar olduğunu”, “demokrasinin ülkeyi yıkma amacıyla kullanılmasının kabul edilemeyeceğini” söyledi ve anayasanın bazı maddelerinin dört yılı aşmamak üzere askıya alındığını duyurdu.

Kuveyt, Basra Körfezi bölgesinde yönetimi demokrasiye en yakın olan ve diğerlerine nazaran özgürlüğün daha çok olduğu bir ülke.

Emir tarafından atanan hükûmet ve halk tarafından seçilen milletvekilleri arasında yaşanan anlaşmazlıklar ve gensoru krizleri sebebiyle parlamento daha önce de birçok kez feshedilmişti.

1976’da dönemin Kuveyt Emiri Şeyh Sabah es-Salim parlamentoyu feshederek anayasanın bazı maddelerini askıya almış ve parlamenter faaliyetlere yaklaşık dört yıl ara verilmişti.

Kuveyt Parlamentosu 1986’da da o günkü emir Şeyh Cabir el-Ahmed es-Sabah tarafından feshedildi ve altı yıl sonra çalışmalarına yeniden başladı.

Mevcut Kuveyt Emiri daha birkaç ay önce, 15 Şubat’ta “anayasal ilkelerin ihlal edildiği, yüksek makamlara gereken saygının gösterilmediği, kasıtlı olarak saldırgan ve kontrolsüz ifadeler kullanıldığı” gerekçesiyle parlamentoyu feshetmiş, 4 Nisan’da seçim yapılmıştı.

Şeyh Meşal es-Sabah tarafından askıya alınan anayasa maddelerinden biri de parlamentonun feshi durumunda iki ay içerisinde yeni parlamentonun belirlenebilmesi için seçim yapılması zorunluluğuyla ilgili.

Diğer bir ifadeyle iki ay içinde seçim yapılmayacak ve Kuveyt Parlamentosu dört yıl kapalı kalacak.

Bu süre içinde de anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesi bekleniyor.

Gözlemcilere göre hükûmet ve parlamento arasındaki anlaşmazlıklara rağmen bu seferki feshin altında yatan asıl sebep veliaht prensin belirlenmesi meselesi.

Kuveyt Emiri görevine başlamasının ardından bir yıl içerisinde veliahdını belirlemek zorunda ve anayasaya göre veliahdın parlamento çoğunluğu tarafından onaylanması gerekiyor.

Veliaht tayini bu şekilde sağlanamazsa Kuveyt Emiri’nin, Kuveyt’in gerçek kurucusu kabul edilen Mübarek es-Sabah’ın soyundan önereceği üç isimden biri parlamento tarafından veliaht seçiliyor.

Emir Meşal es-Sabah’ın veliaht tayini sürecinde parlamentoyu devre dışı bırakmak için fesih kararını aldığı söyleniyor.

Yeni veliahdın Mübarek es-Sabah’ın oğullarından Cabir’in soyundan mı yoksa Salim’in soyundan mı olacağı da bir başka tartışma konusu.

Kuveyt’te yaşanan krizler Millet Meclisi’nin kurulduğu 1963’ten bu yana mutlak monarşi ve tam demokrasi arası bir sistemin varlığından kaynaklanıyor.

Kuveytliler demokratikleşme ve reform yolunda ilerleyerek siyasi partilerin kurulmasına izin verilmesini ve ülkenin Kuveyt Emiri tarafından atanmış değil, halkın özgür iradesiyle seçilmiş bir hükûmet tarafından yönetilmesini isterken es-Sabah hanedanı geri adım atmayı tercih ediyor.

Kuveyt Emiri’nin parlamentoyu feshedip anayasanın bazı maddelerini dört yıllığına askıya alma kararını ilk kutlayanın Arap halklarının demokrasi talebinden ölesiye korkan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed olması sürpriz olmasa gerek.