Endonezya'da köyler 'soğuk lav' altında kaldı: 41 kişi hayatını kaybetti Endonezya'da köyler 'soğuk lav' altında kaldı: 41 kişi hayatını kaybetti

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul'da Yargı Reformu Stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı Toplantısı'nda insani aranın sona erdiği Gazze hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Tunç toplantı sonrası basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Bakan Tunç, Gazze'de ki ateşkesin sonlandırılması, Türk Tabipler Birliği Başkanının görevden alınması ve Libya Tezkeresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesini değerlendirdi.

'TÜRKİYE OLARAK SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDİYORUZ'

Tunç, "7 Ekim'den bu yana İsrail'in saldırıları neticesinde 15 bin civarında Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Bunun yüzde 70'i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Orada bir savaş suçu işleniyor. Adeta bir soykırım yapılıyor. Ve bütün dünyanın gözü önünde 40 aşkındır bu zulüm orada devam ediyor. Maalesef uluslararası sistemde burada soruna çare olamıyor diğer sorunlarda olduğu gibi. Temennimiz orada bir an önce orada akan kanın durdurulması, bu konuda Türkiye olarak sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız 7 Ekim'den bu yana çok sayıda dünya lideriyle, bölge, hükümet ve devlet başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirildi. Dışişleri Bakanımız yoğun bir diplomasi çalışması gerçekleştiriyor. Özellikle orada ateşkesin sağlanması noktasında ama maalesef Birleşmiş Milletlerin, Uluslararası kuruluşların akan kanın durdurulması noktasında yetersiz kaldığını, duyarsız kaldığını hep beraber görüyoruz.

Uluslararası sistemin, insanlığın sorunlarına çare olamadığını Sayın Cumhurbaşkanımız uzun süreden bu yana dillendiriyor, her platformda bunu söylüyor. Ateşkes önerileri Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun huzuruna geldiğinde 14 ülke kendilerini demokrasinin beşiği olarak insan haklarının savunucusu olarak söyleyen 14 ülke ateşkes olmasın diye genel kurulda oy verdi maalesef 120 üyeye karşı. Yine güvenlik konseyinde ateşkes önerileri geldiğinde Güvenlik Konseyi bir vetoyla ateşkesi reddetti. Hastaneler bombalandı, mülteci kampları bombalandı. İnsanlık dışı ne varsa hepsi yapıldı. Bütün insan hakları ayaklar altına alındı. Uluslararası hukuk hep ayaklar altına alındı ve alınmaya devam ediyor. Ve maalesef Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere birçok ülke de İsrail'in arkasında destek veriyorlar, onları şımartıyorlar. Eninde sonunda İsrail uluslararası ceza mahkemesinde yargılanacak ve o katledilen bebeklerin, çocukların hesabını insanlık önünde verecekler. Biz buna yürekten inanıyoruz" dedi.

“LİBYA’YA BİZ NEDEN ASKER GÖNDERİYORUZ?”

"Libya tezkeresi kabul edildi. Libya tezkeresi Türkiye için önemli, özellikle Doğu Akdeniz'deki haklarımız açısından önemli. AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti'nin oyları ve Saadet Partisi grubunun oylarıyla Libya tezkeresi kabul edildi. Cumhuriyet Halk Partisi ve HDP'nin maalesef her zaman olduğu gibi burada da ret oyu kullandığını görüyoruz. Yani Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı yönetimi değişse de politikalarının değişmediğini görüyoruz. Demek ki onlar için doğu Akdeniz'deki haklarımız önemli değilmiş. Libya'ya biz neden asker gönderiyoruz? Libya'yla bizim deniz yetki anlaşmamız var. Bu deniz yetki anlaşmasını nasıl koruyacağız? Onu koruyabilmek için Doğu Akdeniz'deki haklarımızı koruyabilmek için elbette ki bu tezkereye ihtiyaç vardı ve milletvekillerimiz de sağduyulu bir şekilde oylarını kullandılar ve tezkere kabul edildi. Ama Cumhuriyet Halk Partisi'yle HDP'nin özellikle diğer tezkerelerde de aynı kararı veriyorlar. Yani terörle mücadelede, sınır ötesi harekatlarda, Suriye'nin kuzeyindeki konuşlanmamız yani orada terörle mücadelemiz noktasında tezkerelere de hayır oyu verdi CHP'yle HDP. Dolayısıyla Doğu Akdeniz'deki haklarımızı, mavi vatanımızı korumak içindir bu tezkere. Demek ki Cumhuriyet Halk Partisi'nin Mavi Vatan gibi bir derdi olmadığını gösteriyor"

Editör: Berfin Bitirim