23 Haziran Cumartesi günüydü. Peerapat “Night” Sompiangjai, 17 yaşına basacaktı. Ailesi, doğum günü için SpongeBob temalı bir pasta hazırlamış, hediyeleri masaya dizmişti. Ancak Night eve dönmemişti. O sırada futbol takımı arkadaşları ve yardımcı antrenörleri Ekkapol “Ake” Chantawong ile birlikteyken bir keşif yolculuğuna çıkmışlardı: Tham Luang mağarasına…
Çocuklar orayı seviyordu. Genellikle girişte eşyalarını bırakıp, fenerleriyle mağaranın derinliklerine iniyorlardı. O gün de sadece bir saat kalacaklarını düşünmüşlerdi. Ancak yoğun yağmurlar ve aniden bastıran sel, planlarını altüst etti. Çıkış yolları kapanınca, mağaranın daha da derinlerine doğru ilerlemek zorunda kaldılar.
KAYIP YABAN DOMUZLARI VE ARTAN ENDİŞE
Çocukların eve dönmemesiyle birlikte aileler hemen mağaraya koştu. Girişte bisikletleri, ayakkabıları ve çantaları bulununca durumun ciddiyeti anlaşıldı. Bölge halkı ve yetkililer alarma geçti.
Tham Luang mağarası, Tayland’ın en büyük dördüncü mağara sistemiydi ve muson sezonunda ölümcül hale gelebiliyordu. Su seviyesi hızla yükseliyor, görüş neredeyse sıfıra iniyordu. Tecrübeli dalgıçlar için bile burası son derece tehlikeliydi.
UMUTLAR AZALIYOR, DUALAR ÇOĞALIYORDU
Çocuklar içeride hayatta kalma mücadelesi verirken, dışarıda yüzlerce kişi canla başla çalışıyordu. Veliler dua ediyor, öğretmenler ve öğrenciler mağara girişine gelip şarkılar söylüyor, destek mesajları bırakıyordu.
Yardımseverler ülkenin dört bir yanından gelerek yiyecek, temizlik malzemesi, ekipman sağlıyordu. Küçük bir dağ köyü olan Mae Sai, bir anda dünya gündemine oturmuştu.
ULUSLARARASI YARDIM VE MUCİZE KEŞİF
28 Haziran’da ABD, İngiltere, Avustralya gibi birçok ülkeden uzman dalgıçlar bölgeye ulaştı. Günler süren çalışmalardan sonra, 2 Temmuz’da iki İngiliz dalgıç nihayet çocukları mağaranın derinliklerinde buldu.
“Kaç kişisiniz?” sorusuna verilen “On üç!” cevabı, tüm dünyaya umut oldu. Çocuklar hayattaydı! Bir haftayı aşkın süredir karanlıkta, susuz ve yiyeceksiz kalan çocuklar, mucizevi şekilde direnmişti.
ZORLU KURTARMA PLANI
Ancak bulmak başka, çıkarmak bambaşka bir şeydi. Mağara kilometrelerce uzunlukta ve su doluydu. Üstelik bazı çocuklar yüzme bile bilmiyordu. Kurtarma operasyonunun en zor kısmı şimdi başlıyordu.
Üç farklı plan değerlendirildi:
- Çocuklara dalış eğitimi verilerek çıkarmak
- Mağaranın suyunun tamamen çekilmesini beklemek
- Dağın içinden alternatif bir yol kazmak
Zaman daralıyordu. Muson yağmurlarının yeniden başlaması an meselesiydi.
BİR KAHRAMANIN KAYBI
6 Temmuz'da, oksijen tüpü taşırken bilincini kaybeden eski deniz komandosu Saman Gunan hayatını kaybetti. Tüm Tayland’ı yasa boğan bu kayıp, kurtarma ekibini daha da kenetledi. Artık geri dönüş yoktu.
SÜPER İNSAN GİBİ BİR OPERASYON
7 Temmuz’da kurtarma başladı. Çocuklar sedyeye bağlanıyor, yüz maskesi takılıyor, dalgıçlar eşliğinde taşınıyordu. Zorlu geçitlerde sedyeler iplerle çekiliyor, çocuklar neredeyse yarı baygın şekilde taşınıyordu.
Kurtarma üç gün sürdü. Her gün birkaç çocuk dışarı çıkarıldı. Son çocuğun tahliyesinden hemen sonra mağarada pompa sistemi çöktü ve su hızla yükseldi. Ekip, son anda dışarı çıkmayı başardı.
MUCİZE GERÇEK OLDU
10 Temmuz günü, tüm çocuklar ve antrenörleri güvenli şekilde dışarı çıkarıldı. Tayland halkı sokaklara döküldü, sosyal medya “#Hooyah” etiketiyle doldu taştı. Herkesin yüreği ısınıyordu ama en çok da ailelerinki…
Çocuklar hastaneye alındı, ilk görüntüleri kamuoyuyla paylaşıldı. Gözleri ışıktan etkilenmesin diye gözlük takılmıştı. Bir süre gözlem altında tutulacak, özel beslenme programı uygulanacaktı.
YENİDEN DOĞUŞ
Aileler, çocuklar iyileştikten sonra Budist geleneğe göre onların saçlarını kestirip tapınakta inzivaya çekilmesini planlıyordu. Bu, onları korumak ve yaşadıkları travmadan arındırmak için yapılan sembolik bir "yeniden doğuş"tu.a
Night, sonunda 17. yaş gününü ailesiyle kutlayabilecekti. Ve bu kez pastası karanlık bir mağarada değil, ışıklar içinde kesilecekti.