Göktaş, bir otelde düzenlenen, Ailenin Güçlendirilmesi ve Dinamik Nüfus Yapısı Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, güçlü, dinamik ve üretken bir nüfus yapısı hedefiyle aileyi güçlendirme stratejileri geliştirdiklerini belirtti.
Burada konuşan Göktaş, birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de nüfus dinamizminin azalma eğiliminde olduğunu ifade ederek, "Doğurganlık hızı düşüyor, yaşlı nüfus oranı yükseliyor. Dünya genelinde ortalama 2,32 olan doğurganlık hızı, Türkiye'de 1,51 düzeyinde. 65 yaş üstü yaşlı nüfus oranımız da yüzde 10'u geçmiş durumda. Genç nüfusun azalması ve yaşlı nüfusun artması ise daha az çalışanın daha fazla emekliyi desteklemesi demek. Bakıma ihtiyaç duyan çocukların sayısı azalırken, yaşlı bakımına bağlı ihtiyaçların artması demek. Sosyal hizmetler ve sağlık hizmetlerindeki bütçe ihtiyacının artması demek. Sosyal güvenlik sistemi dengesinde oluşacak sorunların yanı sıra, iş gücü piyasasında sıkıntılar yaşamak demek" dedi.
Türkiye'de, 1960'lı yıllardan itibaren benimsenen nüfusu kontrol altına almaya yönelik politikaların demografik yapıda değişimler meydana getirdiğini aktaran Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu durumun önüne geçmek adına 2007'den bugüne hazırlanan kalkınma planlarımızda nüfus destekli politikalar, vazgeçilmez bir unsur haline geldi. Nüfusu destekleyen politikalarla verimli sonuçlara ulaşmak, hiç şüphesiz uzun ve kararlılık gerektiren bir süreç. Bu süreçte güncel şartlara hakim olmak da büyük önem arz ediyor.
"DOĞUM ORANLARI YIL BAZINDA 400 BİN AZALMA GÖSTERMİŞTİR"
Bugün nüfus dinamizmindeki düşüş, toplumsal değişimlerle paralel bir seyir çiziyor. Bireysellik, cinsiyetsizleştirme, aile kurumunu zayıflatıyor ve insanı yalnızlaştırıyor. Evlilik, çocuk sahibi olmak artık günümüz insanının öncelikler sıralamasında çok geri planda kaldı. Doğurganlık hızındaki düşüşün, sadece ekonomik sebeplerle açıklanmayacağını hepimiz biliyoruz. Zira refah düzeyi yüksek toplumlarda doğurganlık hızı düşme eğilimini sürdürüyor. Bu anlamda nüfus politikalarının gerçekçi ve çok yönlü bir bakış açısıyla belirlenmesi gerektiğini düşünüyoruz."
"İLK EVLİLİK YAŞI ERKEKLERDE 28,3, KADINLARDA İSE 25,7 DÜZEYİNDE"
Bakan Göktaş, eğitim ve nüfusu güçlendirmek için bütüncül stratejilerle ilerlemenin önemli olduğuna inandıklarını dile getirdi.
Göktaş, Türkiye'de evlilik ve doğum oranlarının gitgide azaldığını işaret ederek, "İlk evlilik yaşı erkeklerde 28,3; kadınlarda ise 25,7 düzeyinde. İlk doğumda ortalama anne yaşı 27'ye ulaşmış durumda. Evlenme ve ilk anne olma yaşının yükselmesi, doğal olarak doğurganlık hızının düşmesine ve doğumların azalmasına da sebep oluyor. 2014 yılında 1 milyon 351 bin olan doğum sayısı, 2023 yılında 958 bin 408'e düşmüş; 10 yılda doğum oranları yıl bazında yaklaşık 400 bin azalma göstermiştir. 2008-2023 yılları arasındaki binde 1,4 olan boşanma oranları, 2,01'e yükselmiştir" dedi.
"12 İLDE SAHA ARAŞTIRMASI BAŞLATILDI"
Göktaş, 12 ilde doğurganlık ve anne- babalık fikrine ilişkin saha araştırmaları başlattıklarını belirterek, "Böylece kuşaklar arası farklılıkların kök nedenlerini daha iyi anlamayı ve toplumumuzun ihtiyaçlarına uygun sosyal politikalar üretmeyi hedefliyoruz. Nüfus politikalarımızın ülke genelinde daha etkin uygulanmasını sağlamak, demografik yapıdaki gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek üzere Nüfus Politikaları Kurulu'nu oluşturuyoruz. Kurulumuzun çalışmaları ile Ulusal Nüfus Eylem Planı'nı hazırlayacak; kısa, orta ve uzun vadeli nüfus eylemlerinin uygulanmasını sağlayacağız" diye konuştu.

"KADINLAR, HAYATIN HER ALANINDA AKTİF ROL ALIYOR"
Bakan Göktaş, kadınları kısıtlayan, eğitim ve çalışma hayatında emeklerini değersizleştiren her türlü ayrımcılıkla da güçlü bir mücadele yürüttüklerini söyledi.
Geçmişte başörtüsü nedeniyle birçok kadının, eğitim, istihdam ve temsiliyetten uzaklaştırıldığına dikkati çeken Göktaş, "Kadınlar bugün hayatın her alanında aktif rol alıyor. Türk kadınları artık eşit hak, fırsat ve imkanlardan adil bir şekilde yararlanıyor. Kadınlar hayatın her alanında güçlenirken temsiliyetlerini de her geçen gün güçlendiriyor." ifadelerini kullandı.
Kadınların güçlenmesini hem toplumun hem ailelerin güçlenmesi olarak gördüklerinin altını çizen Göktaş, "Güçlü sağlıklı ailelerin tüm kadınlarıyla, aile üyeleriyle toplumsal refahın anahtarı olduğuna inanıyoruz" diye konuştu.





